TÜRKLERİN İLK "VERGİ" İLE TANIŞMALARI !?

 

                    TÜRKLERİN İLK "VERGİ" İLE TANIŞMALARI !?

Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Bey, 1299'da Başkenti 'Söğüt' olan kentte devleti kurduğunda, ilk kanunları da çıkaran yönetici oldu... 1303 yılında 'Koyunhisar Savaşı'nda Tekfurları yenince, devletin sınırlarını da hayli genişletmiş, yeni alınan şehirlerde büyük pazarlar da kurulmaya başlanmıştı...

Bir gün pazara Germiyan'dan biri geldi, bu Pazarın bacını (vergilerini) satın almak istediğini söyledi... Cebi dolu biri olduğunu anlayan halk, bu adamı Devletin Kurucusu Osman Beye gönderdiler!.. (Hay göndermez olaydılar!..) Adam gidip, Osman Beyden Pazar vergilerini satın almak istediğini söyledi!.. Osman Bey şaşırmıştı, bu 'Bacın' denen şeyin ne olduğunu sordu? Adam da; "Pazara kim bir şey satmaya geldiyse, belli bir vergi öder, ben bu vergileri satın alıp, kendi hissemden kalan parayı size vereceğim, siz de bu işle meşgul olmayacak, alacağınız parayı bileceksiniz!" dedi...

Osman Bey ilk defa duyduğu bu saçmalığa çok kızmış ve adama; "Ne diye pazara gelenden vergi alalım, sana veya bize borcu mu var bu insanların!?" demiş... Germiyanlı zengin adam da; "Bu her devlette gelenektir Hünkârım, siz de alın, devletin ihtiyaçlarını görürsünüz!" demiş... Osman Bey daha da kızarak; "Ne demek bu vergi, Tanrı buyruğu mu ulan bu!? Alın götürün şu eşkıya kılıklı adamı yanımdan, biraz daha konuşursa elimden çok fena bir kaza çıkacak!" diye kovmuş...

Aradan bir süre geçince, pazarcıların kendileri gelip, Pazar yerinin ve oradaki mallarının korunması için her satıcının belli bir para vermesini, bu parayla tutulan kişilerin ücretlerinin ödenmesini istemişler!.. O zaman mecbur kalan Osman Bey; "Madem siz istiyorsunuz,  sergi başına herkes 'iki akçe' para versin, malını satamayandan bu para alınmasın, kim bu kanunumu bozarsa da, Allah onun dinini ve dünyasını bozsun!" diyerek, ilk vergiyi ilân etmiş oldu... İşte, şimdilerde kaç çeşit olduğunu ve kaç lira ödediğimizi bile bilemediğimiz Vergiler ilk defa böyle salınmıştı!..

Oğlu Orhan Bey zamanında da, ilk devlet örgütlenmesi kurulmaya başlandı... İlk Osmanlı parası '1327 Yılında' bastırıldı... Aynı tarihlerde ilk Divan kuruldu ve ilk Vezir de 'Hacı Kemalettin oğlu Alâeddin Paşa' oldu!.. Her işini titizlikle yapan Orhan Bey, sürekli halkı içinde dolaşır, adaleti hakkıyla sağlar, kimsenin mağdur olmasına müsaade etmezdi!.. Onun zamanında ülke insanları öyle üretken ve öyle zengin oldular ki; dini günlerde 'Zekât' verecek bir tane fakir insan bulunamaz oldu!..

Bir de günümüze bakalım: Pandemi yüzünden bir senedir mekânları kapalı olan esnaf ne yapacağını şaşırıyor!.. 'Kiraları-vergileri-elektrik-su-telefon-doğalgaz' borçları durdurulmuyor, ödetilmeye çalışılıyor!.. Halk pahalılık-yüksek faiz ve enflasyondan inim inim inliyor!.. Yetersiz yapılan zamlar yüzünden emekliler aç ve perişan!.. Durum böyle olunca, insanın 700 sene önceki Osmanlı atalarının gününe dönesi geliyor değil mi!? Peki, biz şimdi başımıza ilk 'Vergi' salınmasını Osman Beyin aklına sokan, sebep olan o 'Germiyanlı'yı bulup da, heykelini mi dikmeliyiz, yoksa çarmıha mı germeliyiz, ha!?

Üstat Orhan Veli'nin 'Bedava' şiiri şöyleydi:

"Bedava yaşıyoruz, bedava/ Hava bedava, bulut bedava/ Dere tepe bedava/ Yağmur çamur bedava/ Otomobillerin dışı/ Sinemaların kapısı/ Cemakânlar bedava/ Peynir ekmek değil ama/ Acı su bedava/ Kelle fiyatına hürriyet/ Esirlik bedava/ Bedava yaşıyoruz, bedava!.."

Bir de; "Ayrılış" şiirinde şöyle diyordu:

Bakakalırım giden geminin ardından/ Atamam kendimi denize/ Dünya güzel/ Serde erkeklik de var/ Ağlayamam!.."                      Sakin KOŞAR...    

YAZARIN DİĞER YAZILARI