"MERHABA VE EYVALLAH"! DİYEN ÇOŞKUN EFENDİOĞLU'NA VE ÖNDER GAZETESİNE BİN SELAM !

"MERHABA VE EYVALLAH"! DİYEN  ÇOŞKUN EFENDİOĞLU'NA VE ÖNDER GAZETESİNE BİN SELAM !

 

14 Ekim 2025 tarihinde Milas Önder Gazetesi'nde Coşkun Efendioğlu'nun "Merhaba ve Eyvallah"! başlıklı yazısını okuyunca Önder Gazetesi ile olan anılarım film şeridi gibi gözümün önünden geçti.

 

"10 Ekim 2025 tarihi itibariyle sahiplik ve Yayın Yönetmenliğini bırakıyorum. Gazetemiz ÖNDER bugünden itibaren Levent Akyer ve Oktay Çayırlı arkadaşlarımız tarafından sürdürülecek" diyen Coşkun Efendioğlu, sağlık sorunları ve gazete yayınını sürdürmede karşılaştığı sıkıntıların, gazetenin el değiştirmesinde etkili olduğunu belirtmiş. Bir araya geldiğimizde bu konularda dostane sohbetlerimiz olduğu için yaşadığı zorlukları kısmen de olsa biliyordum.

Öncelikle kendisine sağlık diliyorum. Gazetenin yeni sahiplerine de başarılar diliyorum.

 

1991 yılında Mehmet Emin Berber'den devraldığı ÖNDER Gazetesi'ni, bugüne kadar sürdüren ve 53 yılın 34 yılında sahiplik ve Yayın Yönetmeni olarak yer alan sayın Coşkun Efendioğlu'un ve Önder Gazetesi'nin, maden ve enerji işçileri olarak özelleştirme, taşeronlaştırma, emek ve demokrasi mücadelesindeki attığımız çığlığı çığa dönüştürmedeki katkısı çok kıymetliydi.

 

Önder Gazetesi ile yollarımız 1986 yılında TKİ'ye bağlı Yeniköy işletmesinde işçi olarak çalışmaya başladığım yıllarda kesişti.

İnsanlık için, demokrasi için atılan her adım veya yapılan her etkinlik toplumda az veya çok karşılığını buluyor.Yaşadığımız antidemokratik uygulamaların topuna birden birey olarak karşı koyup toplumsal görevimizi tam olarak yaptığımızı iddia edemeyiz elbet. Ancak işçi olarak o yıllarda

ikamet ettiğim Milas'ta Önder gazetesi gibi bir gazeteye de sahip olmanın vermiş olduğu rahatlıkla işçilerin dünyasında yaşadığımız sorunları ve diğer bazı toplumsal olayları gazetemiz Önder'de dönem dönem dile getirmeye çalışmıştım.

İşçi sınıfının bir neferi olarak yaşadığımız sorunları topluma aktarmada bana yol açan Önder Gazetesi'ne çok müteşekkirim.

Gazete yazılarının, yayımlanışlarından yıllar sonra bile taptaze kalabildiği bir ülkede yaşıyoruz. Yazılarımdan bir kısmının "Bilip de Anlatmayan" ismiyle kitaba dönüştürülmesi de yine Önder Gazetesi sayesinde olmuştu.

Bugün ise 1986 - 1999 yılları arasında amatörce, Önder Gazetesi'nin bir köşesinde dile getirmeye çalıştığım sorunların çoğunun halâ aynı olduğunu, hatta daha da ağırlaştığını gördükçe, ülkemizin demokrasi çıtasının ve işçi sınıfı mücadelesinin gerilediğine de tanık oluyoruz. Ancak toplumun itici gücü olan işçi sınıfının, öğrencilerin ve aydınların öncülüğünde demokratik bir ülkeye ulaşacağımıza olan inancımız tamdır.

Postane meydanındaki Hadibey konağının alt katındaki matbaaya, iş çıkışında haftada en az üç gün gelir ve orada binbir emekle çıkarılmaya çalışılan gazetenin her aşamasına tanık olurdum.

Kurşun harflerin dizilmesi, kasaya yerleştirilmesi, mürekkep kokusu, haber için yapılan koşuşturma, harcanan emek, başlıkların atılması ve finalde gazetenin dağıtılması .

Gazetenin büro kısmı sonrasında İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün yanında Üçpınar apartmanının birinci katına taşındığında, hiç işim olmasa bile uğrak yerim olmuştu.

Haber metninin hazırlanması, bir metnin habere dönüştürülmesi, başlık ve ara başlıklar atılması, haberin okunurluğunun artması için yapılan dokunuşlar konusunda benim için okuldu aynı zamanda Önder Gazetesi.

Gerek sendika yöneticiliği, gerekse Milletvekili olarak yaptığımız her çalışmanın kamuoyuna duyurulmasında ve yaptığımız açıklamalarda ve meramımızı anlatmada üstadlarımızın haber yapma tekniğinden öğrendiklerimi yansıtmaya gayret göstermişimdir.

Kemal Kaşkar ve Ayşegül Kaşkar çiftini tanıdım sonrasında. Deyim yerindeyse feleğin çemberinden geçmiş, ülkesi için, demokrasi için mücadele etmiş ve bedeller ödemiş bir kadronun içinde ufkumun açıldığı bir yer de olmuştu gazete bürosu.

1999 yılında Maden-İş Sendikası Yatağan ve Havalisi Şubesi yöneticisi ve sonrasında şube başkanı olduğumda daha da bir önem kazanmıştı benim için Önder Gazetesi. O yıllarda, bilhassa özelleştirmelere karşı mücadelemizde hep yakınımızda, yanımızdaydı ÖNDER. İşçi sınıfı mücadelesinde ve birçok konuda görüşüne başvurduğum ağabeylerim ve ablamızın olması ve ufkumun açılması da ayrı bir avantajdı benim için.

Ülkemiz koşullarında, basın meslek ilkeleri ve etik değerlerine içtenlikle bağlı, içerik olarak 'iyi bir gazete' olabilmek hiç de kolay değil. ÖNDER bugüne dek bunu ustalıkla başarmış bir gazetedir bana göre.

Teşekkürler.

YAZARIN DİĞER YAZILARI