ÖLÜMÜ DEĞİL YAŞAMI YÜCELTEN DÜNYA KURMALIYIZ.


 

Menteşe  ilçemizden 2 intihar haberini üzülerek öğrendik geçen hafta.

Muğla genelinde de son 7 ayda dikkat çekici bir şekilde intihar haberlerine tanık oluyoruz ve kahroluyoruz.

Ülke genelinde de intihar olayları artıyor.

Hani bizde bir söz vardır ya; "ölümden öte köy yok"denir.

Bir kişi neden yaşamına son verme seçeneğini seçer?

Neden yol boyunca onca köy varken, çareyi  en son ölüm köyünde arar?

Bir kişi neden intihar etmek ister ve bu vakaları nasıl önleyebiliriz?

İntihar küresel bir halk sağlığı konusu mudur?

Kimi vatandaşımız ailesi ile yaşadıkları sorunları problem haline getiriyor.

Kimi işçi patronuyla, iş arkadaşıyla olan sorununu problem haline getiriyor.

Kimi genç,arkadaşıyla yaşadığı sorunu problem haline getiriyor.

Uyuşturucu, hastalıklar, borçlanma, aile içi şiddet gibi etkenler de intihar oranındaki artışa sebep oluyor.

Sonuç olarak bir çok bastırılan sorunlar, belirli bir noktada kaçınılmaz olarak açığa çıkıyor ve intiharlar artıyor.

 

İNTİHARLARIN ÖNLENMESİ,AZALMASI İÇİN NELER YAPABİLİRİZ?

 

Bireysel bir sorun olsa da toplumsal bir mesele olan intiharların artması karşısında ne yapabiliriz?

Devlet ve vatandaş olarak ne yapmalıyız ki bu vakaları azaltabiliriz?

Şu bir gerçek ki ülke olarak derin bir buhran yaşıyoruz,uzun süredir devam ediyor aslında bu.

2024'te yayınlanan dünya zihin sağlığı raporuna göre, psikolojik sorunlarla mücadele eden ülkeler arasında ,biz ikinci sıradayız.

Ülke olarak geleceğine kaygı ile bakan, yarınlarından endişeli, geçmişe özlemle yad eden, mutsuz, umutsuz bir toplum haline getirildik.

Gencimiz yaşlımız,istisnasız duygusal travma içinde.

Arkamızda kendimizi güvende hissettirecek bir güvenceden yoksunuz. T.C. Vatandaşı olarak yaşamıyoruz da adeta çile dolduruyoruz.

Vatandaş olarak kendimizi, önemsiz,değersiz ve sahipsiz hissediyoruz.

2002 yılında, yıllık  4 milyon kutu olan antidepresan satışları,bugün yılda 70 milyon kutuya çıkmış durumda.

AKP iktidarının toplumsal ve ekonomik politikalarının bedeli her geçen gün daha ağır hissedilirken, intihar verileri Türkiye'nin içine sürüklendiği derin toplumsal çöküşü gözler önüne seriyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Emek Büroları Koordinatörü Gamze Taşcıer, hazırladığı raporla, 2003-2024 döneminde intihar ederek yaşamına son veren yurttaş sayısının 71.928'e ulaştığını açıkladı.

Yine açıkladığı verilere göre, 2003-2024 arası dönemde 60 yaş üstü intihar eden kişi sayısı 10.820 kişi.

Hayat altmışından sonra başlar sözü maalesef bizim ülkemiz için geçerli değil. Yıllarını çalışarak geçiren ve yaşlılığında bir nebze rahat etmek isteyen emekliler ,hayatta kalabilmek için çalışmaya devam etmek zorunda.

Düşük emekli maaşları ve sosyal koruma eksiklikleri  yani yoksulluk ve yoksunluk intiharların başlıca nedeni olarak sayılıyor.

 

İntihar artışı yalnızca yaşlı nüfusla sınırlı değil.

2018-2024 yılları arasında 15-24 yaş grubundaki gençler arasında intiharlar %37 artışla 6263'e yükselmiş durumda.

Aynı dönemde 224 genç geçim sıkıntısı nedeniyle hayatına son vermiş durumda.

CHP emek bürolarımın değerlendirilmesine göre gençlerdeki intihar sayılarındaki artış yalnızca işsizlik değil aynı zamanda geleceksizlik ve umutsuzluk ile ilişkili.

 

Gazeteci Emin Çapa;"ülkemizde kriz yok,olsaydı şimdiye biterdi.Bu bir gelir transferi. Milyonlarca insandan ,bir kaç bin kişiye gelir transferi yapılıyor"sözüne katılmamak mümkün değil.

Halk yoksullaşırken,İktidara yakın sermayedarlar zenginleştiriliyor.

Adalet ,maalesef her alanda  ülkeyi terketmiş durumda!

Ancak huzurlu bir ülke yaratmak için tüm olumsuzluklara rağmen ölümü değil hayatı yücelten bir dünya kurmalıyız.

Sevgilerimle..

YAZARIN DİĞER YAZILARI