Bir zamanlar Erdoğan; "kimsesizlerin kimsesi,sessiz yığınların sesiyiz" derdi.
Yıllarca kitleleri buna inandırdırarak iktidarını sürdürdü.
Şu an Anadolu'nun sessiz yığınlarının,sessiz bir şekilde arkasından çekildiğini görüyor.
"Güç yozlaştırır,mutlak güç mutlaka yozlaştırır" sözünü doğru çıkartırcasına,güç kazandıkça yozlaşan, yozlaştıkça, hakkaniyeti, hukuku, adaleti terk eden AKP iktidarı, 23 yılın sonunda dibe vurmuş durumda.
İktidarları boyunca, ülkede oluşturdukları hasar,uzun yıllar geçse da tamiri epey bir zaman alacak gibi görünüyor.
AKP iktidarının sonunu getiren en büyük etken şüphesiz ki; her alana,her kuruma,memleketin her köşesine sirayet etmiş olan "adaletsizlik"duygusu.
Devletin dini adalettir, adalete olan güven sarsılırsa,devlete olan güven sarsılır.
3 Y ile yolsuzluk ,yoksulluk,
yasaklar ile mücadele etmeye geliyoruz diye geldiği iktidarında, yolsuzlukları, yoksulluk ları, yasakları, eskiyi aratırcasına arttıran ve perçinleyen Erdoğan, eleştirdiği ne varsa katmer katmer fazlasını yaptı.
Çeyrek asıra varan iktidarı boyunca devlet,nerdeyse Erdoğan'ın kişiliği ile özdeşleşen bir yapıya dönüştü.
Kindar nesiller yetiştirmek gibi bir amaç edinmiş olan Erdoğan, zamanla, hukukun masumiyet karinesini yok sayan, tamamen sorgusuz sualsiz infaz edici, cezalandırıcı bir yapıya dönüştürdü.
VATANDAŞ SOKAĞA ÇIKTIKÇA AKP ÇIKMAZ SOKAĞA GİRİYOR
Şu an ülke halkının büyük çoğunluğu devletin şefkatli elini sırtında hissedemiyor.
Devlet,çoğunun nazarında, vergi toplayan ve cezalandıran bir mekanizmaya dönüşmüş durumda .
Ülkede bir avuç azınlık dışında her kesim mutsuz, umutsuz ve vatandaş sokağa taşıyor.
Emeklinin süründüğü, çiftçinin üretim ve rekabet gücünün olmadığı, işçinin emeğinin sömürüldüğü, esnafın çarkını döndüremediği, gençlerin yurtdışına çıkış hayalleri kurduğu, geçmediği köprü ve otoyollara, gitmediği hastanelere para ödemek zorunda bırakılan, her geçen gün vergi yükü altında daha da ezilen, 7'den 70'e, geleceğe kaygı ile bakan ülke insanı, AKP iktidarının bu gidişata dair bir çözüm üretebileceğine dair inancını çoktan kaybetmiş durumdadır.
KELEPÇE TAKILAN CHP'Lİ BELEDİYELER DEĞİL HALKIN İRADESİ
Sandıkta kazanamayacağını bilen Akp iktidarı,19 Mart'tan bu yana ,CHP'li belediye başkanlarına karşı hukuki bir süreç başlatmış durumdadır.
Kelepçe taktığı aslında CHP'li belediye başkanları değil, onları seçen seçmenin iradesi ve tercihidir.
Hukuk kisvesi altında yapılanlar; yargı eliyle siyasi bir darbedir ve darbeler, muhalefete karşı yapılmaz, iktidarı devirmek üzere yapılır.
Görmemiz gereken şudur;Son yapılan anketlere göre,yapılacak bir erken seçimde, CHP, Cumhur ittifakının toplam aldığı oy kadar oy alıp, iktidar olma yolunda ilerliyor,bunu Erdoğan da görüyor elbette.
Bu yapılanlar, CHP'nin gelecekteki iktidarına karşı ,
yargı eliyle, ön ödemeli bir şekilde ve taksit taksit gerçekleştirilen bir darbedir.
Hedef, gelmekte olan CHP iktidarıdır!
Erdoğan'ın göremediği ise şudur;siz istediğiniz kadar karşınızda seçim alabilecek adayları tutuklatın, isteğiniz kadar siyasi olarak yasaklatın, bu antidemokratik uygulamalarla ve seçmen iradesini yok sayarak gittiğiniz bu yolun sonunda, yarın karşınıza boş kovayı aday olarak koyarlar, onun dahi karşısında kaybediverirsiniz.
Mümkün değil demeyin, Hatırlayalım; Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'ın istifası sonrası,"boş kalan koltuk, ekonomiden sorumlu bakanın, 128 milyar doları yakarak başaramadığını başarmış, dolar kuru 24 saat içinde 8.50'den,8 TL'ye gerilemişti ve o dönem, vatandaş boş koltuk bile sizden faydalı demişti.