BİR ÜLKÜ ERİ CEMALETTİN DÖKMETAŞ

BİR ÜLKÜ ERİ

                           CEMALETTİN DÖKMETAŞ

                                                                                  Yazan:Bahattin Uyar

            Muğla’ya 1992’de gelmişti. Bize kendini Köy enstitülü bir öğretmen olarak tanıtmıştı. Buraya yerleşmesi,  kızının  da burada öğretmen olarak bulunmasındandı. Ben, o sıralarda  Yatağan’da tarımla uğraştığım için arada sırada Muğla’ya uğradıkça buluşabiliyor, zaman zaman da dertleşiyorduk.

            Anlattığına göre meslek yaşamı başlı başına bir serencamdı. Yaşamını ve meslek anılarını anlatan bir kitap yazmıştı. : “ Anadolu Köşelerinden Anılar.”

Kitabı okuduğum zaman anladım ki bir büyük dava adamıyla karşı karşıyayım. Okuduklarımı özet olarak okuyucularıma aktarmak istiyorum:

Cemalettin Dökmetaş1931 yılında Sivas’ın Zara ilçesinin  Sucak köyünde doğmuş. İlkokulu kendi köyünün eğitmenli okulunda üçüncü sınıfa kadar okumuş.

4.5. sınıfları Zara’nın Gazi okulunda okuyup Köy Enstitüsü sınavlarına girmiş ve kazanmış. 1949-1950 yılında Sivas Yıldızeli Köy Enstisü’nden mezun olmuş.1950-1951 öğretim yılında  Bingöl’ün SOLHAN ilçesinin Kale Köyü öğretmenliğine atanmış. Üç yıl süreyle Solhan’da çalıştıktan sonra Sivas ili emrine verilmiş. Kendi ilçesi olan Zara’nın ve Hafik’in ve Sivas’ın merkez köylerinde 16 yıl daha çalıştıktan sonra 1959’da askere alınmış. Askerliğini yedek subay olarak Amasya’da tamamlamış. Askerlikten sonra 10 yıl daha geçmiş.

1969 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Pedagoji bölümünü bitirerek İlköğretim Müfettişliği yapma yetkisini belgeleyen diplomayı da almış. İlköğretim müfettişliğine atanmak için Milli Eğitim Bakanlığına dilekçe vermiş. Buna rağmen Milli Eğitim Bakanlığı kendi  yaptığı yönetmelikleri hiçe sayarak yasal görevini yapmaya yanaşmamış. Atamayı  yapmamak için bin bir dereden su getirip bin bir mazeret  uydurarak dilekçeyi geri çeviren Bakanlık, Dökmetaş’ın dilekçe trafiğinden bıkınca onu  Eskişehir dolaylarında bir ortaokula Türkçe öğretmeni olarak atamış. Ne var ki Türkçe öğretmenliği, Rahmetli Dökmetaş’ın öğrenim dalı değil. Devletin getirdiği mazeretlerin ipe sapa gelir yanı olmaması nedeniyle Cemalettin Dökmetaş , hukuki yolardan, idari kanallara kadar çalmadık kapı bırakmamış.

Sonunda Bakanlık, teslim bayrağını çekip Eskişehir Yunus Emre öğretmen okuluna meslek dersleri öğretmeni olarak atamayı yapmış.

Yapmış da takvim 1969’dan 1990’lara dayanmış. Tam 21 yıl süren mücadeleyi Dökmetaş kazanmış. Bakanlığımız 60 yaşına kadar dağlarda derelerde süründürdüğü, hiç rahat yüzü göstermediği  elemanına bunca zulmü  reva  gördüğü halde, devlet baba babalığını unutmuş da zulmünü konuşturmuş. Ve günler geçip gitmiş öğretmenin emekliliği gelmiş. Bir dilekçe daha yazıp emekli olmuş. Şimdi Eğri oturup doğru konuşalım : Bu öfke, bu kin bu zulüm nedir? Bizi yetiştirenler bu zalimlerin elinde oyuncak olsunlar, diye mi yetiştirdi. Yoksa Türk köylüsünü uyarsınlar, diye mi? Bugün Türkiye’de okuma yazma oranları %90’ın üstüne çıkmışsa bunda Köy Enstitülerinden yetişen Kahraman  Cemalettin Dökmetaş’ların hudutsuz emeği vardır.. Ulus olarak onlara çok şey borçluyuz.

Cemalettin Dökmetaş’ı 8 Mayıs 1918 günü ebedi dinlencesine gönderdik. Ruhu şad olsun. Ona sahip çıkamadık, bizi bağışlasın. Ona ve bir çok köy Enstitülüye böylesine zalimliği reva görenlere Namık Kemal’in şu dizelerini armağan edelim:

Zulm ile bid’at ile ne mümkün imha-i hürriyet

Çalış İdraki kaldır muktedirsen ademiyetten.

  

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI