GÜLEN YÜZLERİ GÜLDÜRENLERE SELAM OLSUN

GÜLEN YÜZLERİ GÜLDÜRENLERE SELAM OLSUN

Her 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda kendi çocukluğumu anımsarım. İlkokul 3 ya da 4. Sınıf öğrencisi iken, bir sihirbaz ya da hokkabazı canlandırmak adına tek parça kırmızı saten bir kıyafet, boyundan bağlanmış aynı renkte bir pelerin, başımda kocaman külah, her parmakta da birer küçük külahlarla bayrama hazırlanıyordum. Kıyafetleri bayramdan önce birkaç denedim ama her defasında duyduğum heyecan bambaşkaydı.

Çok çocuklu dar gelirli bir ailenin ferdi olmama rağmen, ailem dar görüşlü değildi. Kimileri bayramda giydiğim kıyafetin şeytan kıyafeti olduğunu söylese de önemli olan bayrama katılmaktı. Üstelik o günlerde şeytan hakkında da bilgim yoktu. Demem o ki; melek ya da şeytan her kıyafetle bayramda yer almak, her çocuğun hakkı ve sevincidir. Sonuçta; hepimiz bazen melek bazen şeytan olabiliyoruz ama dünyanın bütün çocukları melek gibidir. Rengi, dili, dini ve ırkı ne olursa olsun, hepsi birbirinden güzel ve özeldir.

Çocuklar bizim geleceğimiz diyoruz ya, üzülerek belirtmek isterim ki, halen ülkemizde milyonlarca çocuk istismarla karşı karşıya. Ve ne yazık ki, ülkemize misafir olarak kabul ettiğimiz Suriyeli mülteciler de geçimlerini daha iyi hale getirmek için çocuk sahibi olma telaşında. Buna dur diyecek olanlarda biziz buna seyirci kalanlar da.

***

Her birey, mutlu ve anlamlı günlerini doğup büyüdüğü şehir gibi hatırlar. Okuduğu okulu, öğretmenlerini ve arkadaşlarını anımsar. İnsanın sevdiklerini kaybetmesi yaşamın doğasında vardır ama yaşadığı kentini kaybetmesi nadir yaşanan olaylardır. Ki, onu da yaşadı ülkemin insanları, benim gibi. 6 Şubat 2023 depremlerinde neredeyse tüm kentin yıkıldığı Hatay'ın merkez ilçesi Antakya'da ne yazık ki ne okuduğumuz okul ne çalıştığımız ofis ne de oturduğumuz evden eser kalmadı. Bayram sevincini yaşadığım bu mutlu günün tanıklığını, hüzün dolu ifadelerle süslemek istemezdim. Amacım, sizleri üzmek değil elbette. Büyük bir zevkle ülkemin en minik itfaiyecisini izlediğim Muğla'da, kent yöneticilerinin görev ve sorumluluk bilinciyle dirençli kentler üretmesi ve çocuklar için sağlıklı bir gelecek hazırlamalarını hatırlatmaktır.

Güzelim ülkemin kurucu unsurları, başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının neler yaptığının bilincine varanlar, ülkeleri için neler yaptığını düşünmek zorundadır.

Atatürk, "Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşamayız. Çocuklar geleceğindir. Çocuklar geleceği yapacak adamlardır. Fakat geleceği yapacak olan bu çocukları yetiştirecek analar, babalar, kardeşler hepsi şimdiden az çok aydınlatılmalıdır ki, yetiştirecekleri çocukları bu millet ve memlekete hizmet edilecek yararlı ve faydalı olabilecek şekilde yetiştirsinler! Hiç olmazsa yetiştirmek lüzumuna inansınlar! Okullardan başka; gazeteler, küçük dergiler köylere kadar yayınlanıp dağıtılmalıdır. Bizim köylümüz ne gazete ne dergi okumaz. Bilenler bilmeyenleri toplayıp, okutmayı, onlara okumayı anlatmayı bir vazife bilmelidir" demektedir.

 "Çocuklar bizim kırmızı çizgimizdir" demekle, gelecek şekillenemez.

Ülkemin aydınlık yüzlü çocuklarının gülen yüzünü, önceki gün Muğla Büyükşehir Belediyesinin Menteşe Kışla Parkta düzenlediği bayram etkinliğinde yaşadık. Bir kez daha "23 Nisan, neşe doluyor insan" denilebilecek başarılı bir organizasyona tanıklık ettik. Çocukların neşesi, mutluluğu, merakı, sevinci, yaratıcılığı ve şaşkınlığı, özetle her şeyi güzeldi. Yaşından büyük işlere kalkıp, itfaiyeci, sağlıkçı, seramikçi, elektrikçi olması, Halil Cibran'ın "Çocuklarınız sizden geldiler ama sizin değiller. Onlar ileriye atılan ok, sizlerse yayı gerip geride kalan ve ileriye atılan okları izleyen Okçusunuz; Okların ve Okçuların önünde saygıyla eğilin" sözünü hatırlattı.

Muğla'da unutulmayacak bir 23 Nisan Bayramını bize ve çocuklara yaşatan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras başta olmak üzere düzenleme komitesine ve görev alan tüm gençleri yürekten alkışlıyorum. Gülen yüzleri güldürmeye çalışmak, çocuk olmanın, genç olmanın, bugünün küçüğü yarının büyüğü olmanın özüdür.

Ülkemizin sadece doktorlara, mühendislere ve avukatlara ihtiyacı yoktur, aynı zamanda sanatkarları ve zanaatkarlarına da ihtiyaç vardır. Belki de minik temizlik işçileri de dikkat çekici olabilirdi. Yeniden yeniden umutlanmanın, ufuk çizgimizin yükselmesine, sevgi ve saygı bağlarımızın güçlenmesine vesile olanlara selam olsun.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI