KÜREKÇİLER KÖYCEĞİZ'DE

KÜREKÇİLER KÖYCEĞİZ'DE

                Değerli okurlar, yıllardan beri Köyceğiz Gölü' nde kürekçi/kanocu gençlerin incecik kanolarıyla bu çarşaf gibi göl suyu üzerinde kaydıklarını/yarıştıklarını görürüz. Kaunos Otelinin yanı başındaki Köyceğiz Su Sporları Kamp Merkezi'nde kaldıklarını ve sürekli çalıştıklarını biliyoruz... Geçenlerde yapılan ödül törenine bizi de çağırdılar ve gittik. Çok da güzel oldu. 70 civarındaki Fenerbahçeli ve Galatasaraylı gençlerin ödülleri il spor Müdüründen ilçe spor Müdürüne, Belediye Başkanımızdan Kaymakamımıza kadar önderlerimiz tarafından takdim edildi. Güneşli ve ılık bir havada çok güzel bir ödül töreni oldu. İş buraya gelmişken bu kürek sporu nedir, ne değildir, nerede, ne zaman başladı, kimler başlattı? Sorularına karşılık bulmak için küçük bir araştırma yaptık ve karşımıza şu bilgiler çıktı ve siz okuyucularımızı da bilgilendirelim istedik:

1957 yılında Eftal NOGAN' ın başkan olduğu "KÜREK FEDERASYONU" kuruldu. 1980 lı yıllarda kürek sporu yeni isimler (Korel Durgun, Erdinç Karaer, Kemal Yüce vb.) Aynı dönemde Ankara' daki MOGAN GÖLÜ, Kürek Merkezi' ne dönüştü. 1970' lerde durgunluk dönemine giren kürek sporunda 1980' lerde yeniden canlanma görüldü.

                Uluslararası Federasyonunu 1892 yılında oluşturan,1896 yılından bu yana tüm olimpiyat oyunlarının bünyesinde yer alan bu gün 151 ülkede yarışmaları düzenlenen "KÜREK" dünyanın en prestijli spor dallarından biridir. Kürekçilik Osmanlı' larda denizcilikle birlikte ele alındı ve kürekçiliğin gelişimi de donanmanın gelişimi ile paralel olarak ilerledi. Donanmanın güçlenmesi ile birlikte ilk kez 16. Yüz yılda İstanbul Boğazı' ında kürek yarışları düzenlendi. Boğaziçi ve Marmara suları ilk kürek yarışlarının parkuru oldu. Topkapı Kütüphanesi'ndeki bilgiler, 1579 yılında yarışlar yapıldığını ve bu müsabakaya 25 kayığın katıldığını belirtmektedir. Bu kayıklar, Sadrazam, Vezirler ve Yeniçeri Ağalarına ait olup yarışın döneminden dolayı dönemin Padişahı 3. Murat tarafından Sarayburnu Kasrından izlendi. (Şölen) görünüşlü bu yarışın önemli tarafı, ilk kez bir Sadrazam' ın böyle bir yarışta kendi özel kayığı ile yer almasıydı. Türkler' in modern anlamda kürek yarışına katılmaları ise 1899 yılındadır. Japonya' da bir dostluk ziyaretine giden Ertuğrul Gemisi personeli, bu sırada uğradıkları Singapur' da düzenlenmekte olan kürek yarışına katılarak 1. lik kazandılar. Türkiye'de ilk resmi kürek yarışmaları ise 7 Eylül 1913' te Donanma-ı Osman-i Muavenet-i Milliye Cemiyeti tarafından İstanbul'da düzenlendi. Kürek, 1924' te Deniz sporları Federasyonuna bağlanarak faaliyetlerini uzun süre bu teşkilatın bünyesinde gerçekleştirdi. İlk dönemlerde kürekte söz sahibi olan Fenerbahçe, Altınordu ve Haliç gibi kulüplere daha sonra Moda, Galatasaray, Güneş,(Daha sonra Taksim) ve Beykoz gibi kulüpler de katıldı. İzmit' te HEREKE SPOR KULÜBÜ, İstanbul kulüplerinin başlıca rakibi oldu. Bu dönemde il şampiyonlarının ardından düzenlenen bölge müsabakaları en önemli kulüplerarası müsabakaları teşkil etti. 1930'lu yıllarda Fenerbahçe Spor Kulübünden üç kız kardeş; Fitnat, Nezihe ve Melek ÖZDİL Hanımlar ilk bayan kürekçiler oldular. 1940' larda da Tasvir-i Efkâr Gazetesi tarafından düzenlenmeye başlayan geleneksel büyüklere Bebek Kürek Yarışları bu spora ayrı bir renk kattı. Aynı yıllarda büyük ve kaba sandallardan ince teknelere geçildi. 1942' de Oxford ve Cambridge Üniversiteleri arasında yapılan geleneksel kürek yarışmalarında Cambridge Takımı' nda yer alan Şamil Urallı uluslararası alanda adını duyuran ilk Türk oldu. 1952' de Batı Almanya Florchein' daki müsabakalara katılan Türk Kürekçiler, ödünç teknelerle yarışmalarına rağmen 2 birincilik, bir ikincilik aldılar. 1955 Akdeniz Oyunları' nda tek çiftede gümüş madalya alan Fenerbahçeli sporcu Tonguç Türsan uluslararası alandaki ilk milli karşılaşmada ilk önemli başarıyı elde etti.  1970' lerde durgunluk dönemine giren kürek sporunda 1980' lerde yeniden canlanma oldu. Bu dönemin en önemli başarısını 1984 yılında Romanya' da yapılan Balkan Şampiyonası' nda iki çiftede Yüksel Taşçı ve Cüneyt Üstüner Balkan Birinciliğini elde ettiler. 1987-1988 Öğretim Yılında ise ilk kez Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü' nde kürek, bilimsel bir kimlik kazanarak bilim dalı kuruldu. Kürek sporu kulüplerarası rekabetin en yoğun olduğu spor dallarından biri oldu. 1951' e kadar sadece il ve bölge şampiyonaları düzenlenirken 2. Dünya Savaşı sonrasında birçok kulübün kürek branşı açması ve Marmara Bölgesi dışındaki kulüplerin de bu spora ilgi duymaları ile kulüpler arası Türkiye Şampiyonaları düzenlenmeye başlandı. Şu ana kadar görev alan Federasyon Başkanları: Eftal NOGAN, Turgut İMİR, Altan ÜSTÜNEL, Nihat USTA, Remzi TAN, Çetin ÖZTÜRK, İlhami İŞSEVEN (Şu an Başkan).

                Köyceğiz Kürek Yarışları konusunda görüşlerine başvurduğumuz Nadi PİRCİ, bize şu bilgilerle yardımcı oldu. Kendisine teşekkür ediyoruz.

                "Türkiye Kürek Federasyonu 2021 yılı faaliyet programında yer alan "Büyükler Türkiye Şampiyonası Kürek Yarışları" 11-12 Şubat 2021 tarihleri arasında Köyceğiz Su Sporları Kamp Eğitim Merkezi' nde yapıldı.  Yarışmalara Galatasaray ve Fenerbahçe Kürek Takımlarından 70 sporcu katıldı. İlimiz, tarihi ve doğasıyla her türlü sporun yıl boyunca yapılabileceği Türkiye' nin ve Dünyanın nadir bölgelerinden birisidir. İlimiz Su Sporları konusunda çok önemli bir yere sahiptir. Su sporlarında Muğla' nın daha iyi yerlere gelmesi için çalışmalarımız devam etmektedir. Turizmin Spor organizasyonları yoluyla yılın tümüne yayılmasını hedefliyoruz. Köyceğiz Su Sporları merkezimizde bir kez daha ezeli rekabet Fenerbahçe ile Galatasaray arasında Kürek Sporunda Köyceğiz' de yaşandı. Bu sonuçlara göre Büyükler Türkiye Şampiyonası Kürek yarışlarının 1. si Fenerbahçe olurken Galatasaray 2. Oldu. Ayrıca Nisan ayı içerisinde Kano Türkiye Şampiyonası da olacak. Belediyemiz alt yapı ve tesisleşmede federasyonlara yardımcı oluyor."

                Sahilde izinli saatlerimizde yürüyüşe çıktığımızda kürekçi gençlerin çarşaf gibi Köyceğiz Gölü' nde su üzerinde kaydıklarını gözlemledik. Hocaları da kıyıda teknelerin tamir ve bakımıyla uğraşıyorlardı. Aklımızdaki bir/iki soruyu da onlara sorarak bilgimizi tamamladık. Bu araçlara TEKNE ya da KİK deniliyormuş. Eğer bizim kayıklardaki kürekler gibi tekneye sabit ise KÜREK,  sabit değil de sporcunun elinde ise bunlara da KANO deniliyormuş. Bu tekneler 8 metreden 16 metreye kadar olabiliyormuş. Yarışan sporcular da ikiliden sekizliye kadar olabiliyormuş. Yani aynı teknede iki kişiden sekiz kişiye kadar bir anda yarışabiliyorlarmış. Şu anda göl üzerinde çalışmaları sürüyormuş. Nisan ayında yeni yarışmalar yapılacakmış.  GELECEK YAZILARDA BULUŞMUK UMUDUYLA.

YAZARIN DİĞER YAZILARI