STRATONİKEİA; AŞK ŞEHRİ

STRATONİKEİA; AŞK ŞEHRİ

                Değerli okurlar, geçen yazıdan kaldığımız yerden STROTANİKEİA konusuna devam edeceğiz. Çünkü bu ören yeri bizim merkeze en yakın ören yerlerinden birisidir ve de hala içinde yaşayan insanlar vardır. Uzun yıllardan beri birçok kez ziyaret ettiğimiz, çok büyük araştırmaların ve çalışmaların, onarımların sürdüğü bir antik alandır. Üstelik de burada çalışan, araştırma yapan, bize yardımcı olan tanış Hocalarımız vardır. Neden arkeolojiye bunca merak diye soracak olursanız onu da söyleyelim. Ben arkeoloji eğitimi almadım, gerçi Edebiyat ile tarih çok yakın ilgi alanlarıdır. Biri olmadan öbürü olmaz. Üstelik "Geçmişimizi bilmeden geleceğimizi kuramayız". Zaten antik alanlarla ilgili yazıları kendi bilgilerimize dayanarak yazmıyoruz. Bu işin uzmanları, araştırmacıları, doktorları, doçentleri, profesörleri var. Onların söylediklerini/yazdıklarını sizlere aktarıyoruz. Ayrıca ören yerlerinde araştırmalar sonucu varılan sonuçları özetleyen tabelalar var, Kaymakamlıkların, Valiliklerin, Müzelerin özgün yazıları var. Bunlardan ilgili kısımları/bölümleri gezip gördüğümüz ve çektiğimiz fotoğraflarla destekleyerek sizlere daha etkili bir biçimde sunmaya çalışıyoruz. Bilal SÖĞÜT Hocamızın röportajlarını okudum, anlatılarını dinledim, yüz yüze görüştüm. İnternetten araştırmalar yaptım. 2000 yıldan daha eski bir tarihten bu yana burada insanlar yaşamış, medeniyetler oluşmuş; Roma'dan Bizans'a, Beylikler Döneminden Osmanlı'ya ve Cumhuriyet Dönemine kadar pek çok yaşam izleri burada iç içe, üst üste gelmiş, karışmış. Ören yerini gezerken attığınız her adımda bunları açıkça görebiliyorsunuz. Bilindiği üzere STRATONİKEİA kenti bir aşk şehri olarak kurulmuş: Kral, Stratonikeia ile evlendiğinde bu güzel kadının oğlu Antiokhos' un sevgilisi olduğunu bilmiyordu. Sonradan bu acı gerçeği öğrendiğinde hiç düşünmeden "Benim oğlumdan daha önemli neyim var ki! Hemen evlensinler!" Diyerek karısını önceden sevgilisi olan oğluna vermekte hiçbir sakınca görmez ve âşıkları birleştirir. Oğlu Antiokhos da eşi STRATONİKEİA adına bu güzel kenti kurar. Böylelikle bu şehrin yapı taşlarına aşkın büyüsü bulaşmıştır ve bu şehir bir AŞK ŞEHRİ olarak doğmuştur. Bu ören yerini Cumhurbaşkanı'ndan, Kültür Bakanı'na, Vali'sinden Kaymakamına ve daha birçok önemli yetkili ve meraklının gezip gördüğünü biliyoruz. Bu günlerde bir belgesel çekiminin sürdüğünü de öğreniyoruz. Arka arkaya ödenekler çıkartılarak yıl boyu çalışmalar sürdürülüyor. "STRATONİKEİA ÇALIŞMALARI 4 Mimari, Heykel ve Küçük Buluntu Araştırmaları" adlı kitapta Doç. Dr. Öncü BAŞOĞLAN AVŞAR, "STRATONİKEİA'NIN KISA TARİHİ"  başlığı altında şunları yazıyor: "Karia Bölgesi'nin iç kesimindeki kentlerinden birisi olan Stratonikeia, Muğla İli Yatağan İlçesi, Eskihisar mahallesinde bulunmaktadır. Yerleşme, Hititler Dönemi'nde ATRİYA olarak bilinmektedir. Antik yazarlardan Heredotos, (V. 118), Strabon, (XIV.2.25), Pausanias (5.21.10) ve Bizantion' lu Stephanos, (Ethnika.696) nın verdiği bilgilere göre Khrysaoris /İdrias adında bir yerleşme vardı. M.Ö. 281 yılından sonra kısa bir süre içinde Seleukos kralı 1. Antiokhos tarafından, önceden üvey annesi ve sonrasında eşi olan Stratonikeia adına bu kentin adı değiştirilmiştir. Stratonikeia ve içinde bulunduğu bölge Hellenistik Dönem boyunca, Seleukos, Ptolemaios. Makedonyalılar, Rodos ve Roma arasında el değiştirmiştir. Roma İmparatorluk Dönemi boyunca hep önemini koruyan kent, devamlı bir gelişim ve imar faaliyeti içinde olmuştur. Erken İmparatorluk Dönemi ve MS. 2. Yüzyıldaki yapılaşmadan en iyi şekilde yararlanmasını bilmiştir. Bizans Dönemi'nde Stratonikeia Piskoposluğu bölgedeki diğer kentler gibi Aphrodisias'a bağlıdır. Anadolu'nun fethi ile birlikte ilk Türk uç Beylerinin Güney batı Anadolu Bölgesi'ne kadar getirdikleri bilinmektedir. Kentte MS 14-15. Yüz yıl Beylikler ve sonraki dönemde de yerleşim devam etmiştir. Özellikle Geç Osmanlı Dönemi'nde köyde ağaların çok olduğu bilinmektedir. Bu gün Eskihisar halkı yeni yerleşim alanına taşınmış olmasına rağmen halen daha antik kent içinde tarihi köy evlerinde oturan beş aile bulunmaktadır. Kazılan yapılar ve tespit edilen cadde, sokak sistemine göre. Kentin ızgara planlı inşa edilen düzenli kentlerden birisi olduğu düşünülmektedir. Bilinen yapılar; sur, anıtsal çeşmesi ile birlikte şehir kapısı ve devamında sütunlu cadde, gymnasion, bouleuterion, hamam, latrina (tuvalet), tiyatro, tapınak ve su yapısıdır. Ayrıca Beylikler Dönemi'nde (14-15. Yy) bir hamam ile 19. ve 20. Yy' a ait bir cami, sokak dokusu, kahveler, evler ve dükkânlar bulunmaktadır."  

BATI CADDE VE KİLİSE: Batı cadde, kentin iki merkeze ulaşılan güzergâhından birisi olup 10 metre genişliğinde ve her iki kenarında Korinth düzeninde portik (küçük sütunlarla taşınan giriş sundurması) bulunmaktadır. Bu cadde. Gymnasion Proplylonu' ndan başlayıp doğuya doğru devam etmektedir. Yazıtlara göre Plateia olarak adlandırıldığı bilinen caddenin güney kenarında Latrina, Roma Hamamı-1 ve devamında Bouleuterion' un varlığı bilinmektedir. Caddeden latrine ve Roma Hamamı'nın palaestra bölümüne geçilebilmektedir. Gymnasion propylonunun önünde. Caddenin başlangıç kısmına Erken Bizans Dönemi'nde bazilikal planlı bir kilise inşa edilmiştir. Kilisenin kireç harçlı duvarlarında antik kentteki yapılara ait bloklar kullanılmıştır. Kilisenin orta refinde (bölümünde) opus sectile döşeme (parçalı mermer döşeme) vardır. Kilisenin terk edilmesinden sonra, Orta Bizans Dönemi'nde burası mezarlığa dönüşmüştür. 

KUZEY SÜTUNLU CADDE VE ANIT:  Kuzey şehir kapısı önündeki meydanın güney orta kısmında kent merkezine doğru devam eden 8.70 metre genişliğinde, Korinth düzeninde her iki kenarında portik bulunan kuzey Sütunlu Cadde başlamaktadır. Kapının önünde etrafını 8 anıtsal Korinth sütununun çevirdiği, yaklaşık 42 metre genişliğinde bir meydanlık vardır. Burası dışarıdan kente girenlerin ve kent içinden gelip çeşmeyi kullanmak isteyenlerin toplandığı alan görünümündedir. Sütunlu caddenin başlangıcında, Hierokles adlı kişi için yaptırılmış olduğu düşünülen bir anıt bulunmuştur. Anıtın üst kısmı tahrip olmakla birlikte podyum kısmı dışı dörtgen, içi yuvarlak olarak günümüze ulaşmıştır. MS 139 yılı depremi sonrasında yapılan Şehir kapısı ve Cadde başlangıcı ile ilgili düzenlemelerin tamamında, anıtın olduğu şekilde korunmasına özen gösterilmiştir.

KUZEY ŞEHİR KAPISI VE ÇEŞME: Kuzey suru üzerinde bulunan Kuzey Şehir Kapısı, Lagina Hekate Kutsal Alanı'ndan gelen Kutsal Yol' un nekropol (mezarlık) içinden geçerek kente ulaştığı yerdir. Bu nedenle Kuzey Şehir Kapısı'nın hem giriş, hem de törensel büyük bir önemi bulunmaktadır. Kuzey Şehir Kapısı oldukça gösterişli yapılmış olup, iki yanda anıtsal kemerli girişler vardır. Kapının dıştan görülen kütlesel cephesi Dor düzenindedir. Kent içine bakan iki girişin arasına yarım yuvarlak havuzlu bir çeşme anıtı bulunmaktadır. Anıtın iki katlı sütunlar ve heykellerle bezenmiş cephesi Korinth düzenindedir. Kalıntı ve mimarı elemanlara göre kapının yaklaşık 42 metre genişliğinde ve 14 metre yüksekliğinde olduğu düşünülmektedir.

BOULEUTERİON(MECLİS BİNASI): Bu bina, kent merkezinde yerleştirilmiş dikdörtgen planlı bir yapıdır. Avlu kısmının kazısı tamamlanmamıştır. 24.95X29.80 metre ölçülerindeki batı kenarında yarım daire şeklinde oturma basamakları bunun doğusundaki alanda da avlusu vardır. Yapının kuzey anta duvarının iç cephesinde Grekçe, dış cephesinde Latince yazıtlar vardır. Grekçe yazılan Menippos' un yaptığı takvimde aylar ve bunların gün sayıları yazılıdır. MS 301 yılında İmparator Diocletianus' un azami fiyatları belirlediği Latince yazıtta ise Stratonikeia'da satılan mallar ve verilen hizmetler ile bunların fiyatları kayıt altına alınmıştır. Böylelikle kent içindeki satışlar kontrol altında tutulmuş ve olması muhtemel enflasyon önlenmiştir. Yapı, mimari eleman ve süslemelerine göre MS 1. YY başlarından olmalıdır. Bouleuterion' un güney duvarında bulunan bitkisel süslemeler ve yazıtlar Osmanlı Dönemi kullanımı ile ilgilidir. Buradaki yazıtlardan en eskisi Ekim-Kasım 1608' e tarihlenmektedir.

ROMA HAMAMI 1:Stratonikeia yazıtlarından kentte en az üç hamamın olduğu bilinmektedir. Bunlardan birisi Roma Hamamı 1 yapısıdır. Kuzey/güney doğrultulu yapının birbirine paralel ve simetrik olarak soyunma, soğuk yıkanma, ılık yıkanma, sıcak yıkanma ve servis amaçlı kullanılan en az altı odadan meydana geldiği düşünülmektedir. Sıcak mekânlar hamamın güneyinde, soğuk mekânlar hamamın kuzeyinde yerleştirilmiştir. Hamamın kuzeyindeki sütunlu alan ise palaestra (üçgen şekilli alınlığın üst köşelerine yerleştirilen oyma bezemeler) olarak düzenlenmiş olmalıdır. Karia geleneğine uygun olarak MS 2.yy'da inşa edildiği düşünülen simetrik planlı bir hamamdır. Hamamın kuzey batı köşesinde hem hamam hem de Batı Cadde'den girişi olan Latrina (tuvalet) yer almaktadır. Hamamın üzerinde 19. Ve 20. Yüzyıla ait yol ve sivil yapılar bulunmaktadır.

TİYATRO: Tiyatro, kent içinde güneyde Kadıkulesi Tepesi'nin başladığı yerdeki doğal yamaca yerleştirilmiştir. Kuzey-güney yönünde, Greko-Romen tipinde bir tiyatrodur.  Burası, kentte Hellenistik Dönemde varlığı bilinen yapılardandır. Grek tipinde, tek diazomalı (tiyatrolarda basamaklı oturma yerlerini yatay olarak parçalara ayıran geçitler) inşa edilen tiyatronun cavea kısmı kuzeye bakmaktadır. Orkestra ve sahne binasının orta kısmı ile tiyatronun alt caveası (oturma yerleri) kazılmış ve diğer kısımlarda kazılar devam etmektedir. Hellenistik Dönem'de var olan tiyatro, Roma İmparatorluk Dönemi'nde ilave ve değişikliklerle yenilenmiştir. Özellikle Augustus ve hemen sonrası dönemde yapıda büyük değişiklik olmuştur. Bu dönemde Hellenistik sahne binası yıkılarak yerine üç katlı bir scaenea frons(Roma tiyatro yapısında, çok katlı sahne binasının sütunlu bir mimariyle bezeli ön cephesi) inşa edilmiştir. Şu anki kalıntılarına göre yaklaşık 12.000 kişilik büyük bir yapı olduğu düşünülmektedir. MS 139 yılı depreminde tahrip olduktan sonra kullanılmamıştır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI