STRATONİKEİA EFSANESİ

STRATONİKEİA EFSANESİ

                Değerli okurlar,  Biz Yatağan Eskihisar' daki ören yerinin hikâyesini yazarken değerli bir Hocamız, (İbrahim ERGİN)"Nail, STRATONİKEİA EFSANESİNİ de yazsana! Diyerek ricada bulundu. Aslında biz bu efsaneyi daha önce yazıp/yayımlamıştık. Ancak değişik kaynaklarda; efsaneler kitaplarında, tarihi kaynaklarda, int. te sadece bir anekdot (hikayecik) olarak söz edilmiş ve ayrıntılı/süslenmiş, dramatize edilmiş bir biçimde ele alınmamıştı. Bilal Hocamızla tanıştıktan sonra "olsa olsa bunun ayrıntılı bir anlatımı Bilal Hocamızda olur"  düşüncesiyle -varsa- bu efsanenin orijinalini Hocamızdan istedik. Hocamız onca işinin arasında yüksünmedi ve bu efsanenin aslını kendi notları arasından bulup çıkardı ve bize gönderdi. Şimdi size nakledeceğimiz varyant Bilal Hocamızın bize yazdığı varyanttır. Kendisine müteşekkiriz. Dinleyelim/okuyalım:

"STRATONİKEİA ve ANTİOKHOS" : Kral Seleukos, eşi ölünce büyük bir boşluğa düşer ve kadere boyun eğip bir süre kendi dünyasına kapanır. Ne var ki, ölenle ölünmez, krallığın büyük ve önemli işleri aksatılmaz. Kendisine uygun bir eş aramak için ülkenin değişik kesimlerinden birbirinden güzel kızlar getirilip gösterilir. Bunların hiç birini beğenmez ve araştırmaların devamını ister. Sonunda karşısına öyle bir güzel getirirler ki, Seleukos' un söyleyecek bir sözü kalmaz. O günlerde uzak diyarlara giden oğlu Antiokhos' un dönüşünü bile beklemeden Adı STRATONİKEİA olan bu güzeller güzeli kızla hemen evlenir. Seleukos, krallık sınırlarını genişletip gücünü devamlı artırırken verimli topraklarda bol ürünler elde edip havada kuşlar, arılar ve mutlu uçarken gün olur, oğlu memleketine döner. Kayın validesi Stratonikeia'yı görünce de hemen ona âşık olur. Ancak bu güzel kadın babasının eşidir ve Antiokhos'un elinden bir şey gelmez.  Günden güne yemeden/içmeden kesilir, hastalanıp yataklara düşer.  Kimselerle konuşmaz/görüşmez olur. Dünyanın her yerinden pek çok doktor gelir ama hiçbir hekim Antiokhos' un hastalığına çare bulamaz. Nihayetinde kral Seleukos,  yakın arkadaşı olan Kos Adası'ndan Doktor Erasistratos' u çağırır. Bu hekim bir Fizikterapistçidir. Erasistratos, Antiokhos' ta bir rahatsızlık bulamayınca işini gücünü bırakır günlerce Antiokhos' u izlemeye başlar. Sonunda bir gün üvey annesi Stratonikeia, hastanın yanına gelir, ya da onun olduğu yerden geçer. Doktor, bu ara Antiokhos' ta bir değişiklik, bir canlanma olduğunu fark eder. Bu durumu çözmek ve daha da açığa çıkarmak için bir gün kraliçeden hizmetçiye tüm sarayda bulunan kadınların Antiokhos' un hasta yatağının yanına kadar gelip tek tek önünde durarak görünmelerini ve geri dönmelerini söylemesini ister. Bunun üzerine saraydaki tüm kadınlar tek tek Antiokhos' un hasta yatağı önüne gelip bir müddet ona görünür ve dönerler.  Tam da doktorun tahmin ettiği gibi Stratonikeia odaya girdiği anda doktor elini hastanın vücuduna koyar ve Antiokhos' un bir deri bir kemik kalmış vücudunda göğsünün titrediğini, kalbinin yerinden fırlayacakmış gibi attığını görür. Artık durum anlaşılmıştır. Ancak bu sonucu Kral Seleukos' a nasıl anlatacaktır? Doktor, uzun süre bunun çarelerini arar/düşünür. Sonunda kendince bir çözüm bulur ve Seleukos' la konuşmaya karar verir. Kralla karşı karşıya gelirler ve moralinin çok iyi olduğu bir anda doktor; oğlunun durumunu konuşmaya başlar. Krala oğlunun hastalığının bir çaresinin olmadığını ve de yapacağı başka bir şey kalmadığını söyler ve dönmek zorunda olduğunu bildirir. Kral, ümitsizlik içinde; "Nasıl olur, hiçbir çare, hiçbir tedavi ümidi yok mu?" Diye ısrar edince doktor, kurduğu planı uygulamaya geçer ve "bir ümit var ama çok zor bir durum... "Oğlun için karımı feda etmem lazım! Çünkü oğlun benim karıma âşıktır" der. Kral, doktora sarılır ve oğlu için gerekli fedakârlığı göstermesini, oğlunu kurtarmasını, onun iyileşmesini sağlamasını yoksa oğlunun öleceğini" söyleyerek arkadaşı olan doktora yalvarır. Doktor, krala dönerek "Senin istediğin çok büyük bir fedakârlık, sen olsan bu fedakârlığı yapar, eşini oğluna verir miydin?" diye sorar. Seleukos, hiç düşünmeden "Tabi ki yapardım, o benim tek oğlum, ondan daha önemli neyim olabilir ki" diye cevap verir. Doktor, artık uygun ortamı ve fırsatı yakalamıştır. Seleukos' a "O zaman tedavi sensin! " der. Seleukos, acı gerçeği anlar. Önce bu duruma çok sinirlenir ama yapacak başka bir şey de yoktur ve krallara yakışanı yapıp önce gidip karısı Stratonikeia ile konuşur. Ondan ayrılır. Daha sonra da Antiokhos ile Stratonikeia' yı evlendirir. Topraklarının büyük bir kısmını Antiokhos ve Stratonikeia' ya verir. Antiokhos da eskiden üvey annesi sonra da eşi olan STRATONİKEİA adına mermerden "STRATONİKEİA " kentleri kurar veya kentlerin adını karısının adına değiştirir. Adı değiştirilen kentlerden birisi de Muğla Yatağandaki STRATONİKEİA ANTİK KENTİ' dir. Antik kaynaklar, burası için "beyaz mermerden bir kent" diye bahsederler. Stratonikeia ile Antiokhos' un aşkını konu alan 15. Yy dan itibaren  Fransız ressamlarının yaptığı tablolar bulunmaktadır. Ödül alan sanatçıların bu tabloları sayesinde bir yıl boyu Fransız sarayında bedava yeme/içme hakkı kazandıkları söylenmektedir. "

NOT: Şunu da söylemeden/yazmadan geçmeyelim: Diğer/başka kaynaklarda -güya- Antiokhos ile Stratonikeia, önceden birbirleriyle görüşür ve sevişirlermiş. Kral, Stratonikeia ile evlenme kararını verince hiç kimse krala bu gerçeği söylemeye cesaret edemez. Antiokhos, sevdiği kadının babasıyla evlenip her gün gözünün önünde olunca bu acı gerçeğe dayanamaz ve yataklara düşer. Sonunda gerçek krala anlatılıp bu iki eski aşığın evlenmeleri gerçekleşince de onları gözünün önünden uzaklaştırıp kendilerine yeterince imkân ve birikimi verip "Gidin uzaklarda kendinize bir kent kurun ve orada gönlünüzce yaşayın!" diyerek öneride bulunur. Bir başka anlatıda da-pek mantıklı olmasa da- onlara kızdığı için güya; "Kurduğunuz kentler, huzur yüzü görmesin, sekiz kez başınıza yıkılsın!" diyerek beddua eder. Bundan dolayı da Eskihisar' daki STRATONİKEİA kenti üç kez yıkılır, yer değiştirir. Linyit kaynaklarından dolayı son kez olan yer değişimi de bu üç değişimin içinde midir? Onu da işin ehilleri bilir. BAŞKA EFSANELERDE ve BAŞKA YAZILARDA BULUŞMAK UMUDUYLA.

YAZARIN DİĞER YAZILARI