KANUNİ'YE BİR BAŞKA PENCEREDEN BAKMAK

    Kanuni Sultan Süleyman, kimilerine göre muhteşemdir, kimilerine göre de Osmanlı'nın çöküşünün başlangıcı. Çünkü yakamızı bir türlü kurtaramadığımız kapitülasyonları başımıza saran odur. Yine Hürrem Sultan'ın etkisinde kalarak dirayetli Şehzade Mustafa'yı, Beyazıt'ı öldürterek tahtı 2. Selim'in almasına yol açan da odur.

       Kanuni, aynı zamanda iyi bir şairdir. Muhibbi mahlasıyla çok güzel şiirler yazmıştır. Bugün bir vecize haline gelmiş olan:

   "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi

    Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi"

 dizeleri onun iktidar düşkünlerine bir nasihati gibidir.

  "İstanbul'um, Karaman'ım, Anadolu toprağım

    Bedehşan'ım ve Kıpçak'ım ve Bağdat'ım, Horasan'ım

    Güzel Saçlım, yay kaşlım, gözü fitne sevgilim, hastayım.

    Ölürsem; kanım boynuna, medet, ey Müslüman olmayanım

    Kapında övücünüm, daima överim seni

    Yüreğim gam, gözüm nem yüklü, Muhibbi'yim  ve halim hoş"

 dizelerinde seslendiği  Hürrem Sultan'dır. O Hürrem Sultan ki,  sarayın en dirayetli, en zeki şehzadesi Mustafa'nın öldürülmesinin baş sorumlusudur.

      Şehzade Mustafa'nın öldürülmesi, devrin birçok şairinin dizelerinde ağıt olmuştur. Taşlıcalı Yahya'nın şu dizeleri olayın vahametini  özetler gibidir:

                   "Meded meded bu cihânun yıkıldı bir yanı

                   Ecel celâlileri aldı Mustafa Hân'ı,

                   Tutuldu mihr-i cemali bozuldu erkânı

                   Vebale koydular al ile Âl-i Osman'ı"

     Stratonikeia'daki o ünlü aşkın kahramanlarından  Kral Seleukos:

"Kral asasının ne kadar ağır olduğunu bilen onu yolda bulsa, elini sürmez, geçer."  der. Bu gerçek Kanuni için de gerçek olmalı.

     Hürrem Sultan'ın Şehzade Mustafa'yı ortadan kaldırtmasının nedeni  oğlu Şehzade Beyazıt'a saltanat yolunu açmaktır. Ancak Beyazıt, Lala Mustafa Paşa'nın kışkırtması sonucu, Kardeşi Selim (II.Selim)'le Konya'da savaşa tutuşur; ama savaşı kaybeder. İran'a kaçar.  Bu olaydan dolayı babasına af dileyen mektuplar yazar, ama Lala Mustafa  Paşa'nın adamları bunların padişaha ulaşmasını engeller. Babası gibi şair olan şehzadenin şu dizeleri  "Muhteşem Yüzyıl"ın bir başka yüzünü aydınlatan bir ışık gibidir:

 Ey seraser âleme Sultan Süleyman'ım baba

Tende canım, Canımın içinde cananım baba,

Bayezid'ine kıyar mısın benim canım baba,

Bigünahım, Hak bilür, devletlü sultanım baba.

      Şehzadenin  dileği  babasının  torunlarını babasız koymamasıdır.

Hak taâla, kim cihanın şahı etmiştir seni

Öldürüp ben kulunu, güldürme şahım düşmeni

Gözlerim nuru oğullarımdan ayırma beni

Bigünahım, Hak bilür devletlü sultanım baba

      Kanuni oğluna şöyle yanıt verir:

Ey zaman zaman isyan eden oğul,

Boynuna fermanımı asla takmayan oğul,

Ben kıyar mıydım sana ey  Bayezid Han'ım oğul.

Günahsızım deme bari, tövbe et canım oğul.

       Şehzade Beyazıt, 25 Eylül 1561'de artık tahtın tek varisi olarak kalan II. Selim tarafından öldürtülür. Ancak bu da yeterli olmaz. Şehzadenin tüm çocuklarının da öldürülmesi tahtın selameti için gerekli görülür.

       Şehzadenin kundakta bir bebesi vardır. Bebeğin boğdurulması için Bursa'ya cellat gönderilir. Cellat içeri girer, bebek uyumaktadır, kıyamaz öldürmeye. Dışarıdaki yedek cellat bir süre bekler, sonunda kurallar gereği hem bebeği, hem de celladı öldürür. 

     Sanıyorum bu gerçeklerin dile getirilmesinden en çok Cumhuriyetin kurucularına veryansın edenler hoşlanmayacaklardır.

HAT

Minyatür: Değerli kardeşim Ömür Koç'un  "Kanûnî'nin  Rodos Seferi" dizisinden "Kanûnî Karabağlar Yaylasında" adlı eseri.

YAZARIN DİĞER YAZILARI