İSTANBUL'UN KURUCUCU VE HIRİSTİYANLIĞI REMİ DİN OLARAK KABUL EDİP DÜNYA TARİHİNİ BAŞTANBAŞA DEĞİŞTİREN ROMA İMPARATORU BÜYÜK KONSTANTIN (272-337)

İSTANBUL'UN KURUCUCU VE HIRİSTTYANLIĞI REMİ DİN OLARAK KABUL EDİP DÜNYA TARİHİNİ BAŞTANBAŞA DEĞİŞTİREN ROMA İMPARATORU BÜYÜK KONSTANTIN (272-337)

 

MEHMET BİLDİRİCİ

Anadolu gerçekten kültürlerin harman olduğu bir coğrafyadır. Pek çok dinler onun tarihinde etkili olmuştur. Müslümanlık biz Müslüman Türklerin Anadolu'da siyasi ve askeri üstünlük KURARAK toplumda kök salması sağlanmıştır. Anadolu'da Müslümanlığın bundan böyle Türklük ile sonsuza kadar yaşayacağına inanıyorum. Ama Müslümanlık gelmeden önce bu coğrafyada en yaygın din Hıristiyanlıktı. Toplum hayatında bugüne kadar gelen tesirleri görülmektedir.

Hıristiyanlığın ortaya çıkışı tamamen farklıdır. Dünyanın en büyük İmparatorluğu kabul edilen Roma İmparatorluğu dinin peygamberi sayılan Kurtarıcı İSA (Jesus Christ)  birinci yüzyılda ortaya çıkmış ama ona inananlar gizli yer altında inançlarını korumuşlardır. Hristiyanlık imparatorlukta bazı dönemlerde hoşgörü ile karşılanmış, bazen de tehlikeli sayılmış bu uğurda insanlar şehit edilmişlerdir.

Sonuçta 4 yüzyılda İmparator Konstantin tarafından 313 tarihinde Milano'da Tolerans yasası (The act of Tolerence) çıkarılmış, inanışlar serbest bırakılmış 324 tarihinde İstanbul'u Roma'nın doğudaki başkenti olarak yeniden muhteşem bir kent olarak kuran İmparator Konstantin tarafından resmi din olarak kabul edilmiştir.

Roma o zamanlar güçlü bir devlettir. Hıristiyanlığı içten gelen bir patlama sonucu ortaya çıkmıştır. Tabii bu sosyal ve kültürel hayatı büyük çapta etkilemiş, eski tapınaklar mimari yapılar yeni anlayışa uygun kullanılmaya başlanmıştır.

Hıristiyanlıkla gelişi ile Avrupa'da bilimsel gelişmeler gerçekleşmemiş ama resim, müzik sanatı ve mimari de çok olumlu gelişmeler yaşanmıştır. Büyük ressam müzikçiler ve mimarlar ortaya çıkmıştır.

Dünyada bu kadar önemli olayları yönetmiş İmparator tam adı ile FLAVIUS VALERIUS CONSTANTINUS 272 tarihinde Sırbistan Niş kentinde doğmuş (O zaman ki ismi Dacia). Babası Roma İmparatoru Constantinus Chlorus (250-306) önceleri bir Roma generalidir, annesi ise Helana'dır. (Bundan sonraki yazıda incelenecektir.

Babası Contantine Chlorus 306 yılında ölünce Büyük Konstintinos imparator olur. Ama tek başına değildir. 306-324 yılları arasında ortak imparatorlarla yönetmiş 324-337 yılları arasında tek başına imparatordur. Bu ortak imparatorlar

Galerius (306-311) ile

Maxsentius ( 306-312)

Maximian (306-308)

Maximinus Daia ( 311-313)

Licinius ( 308-324)

Son olarak 324 yılında Üsküdar'da yapılan savaşı kazanmış tek başına imparatorluğa gelebilmiştir.

324 yılın Devletin dini olarak Hıristiyanlığı kabul edilmiş İznik'de ilk dini konsülü toplamıştır.

En büyük eseri eskiden Byzantion olarak bilinen Sarayburnu'ndaki kenti genişletilmiş, surlar içine alınmıştır. Kent Roma Başkentine yakışır yapılarla süslenmiş kendi adı ile KONSTANTİNOPOLIS (Konstantiniyye) olarak adlandırılmıştır.

Konstantin'in en büyük kazanımı zamanın en büyük kenti Constantınopolis'in kurulmasıdır. Bu kent yaklaşık 1000 yıl dünyanın ön önde gelen kentidir. Daha sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı başkenti olmuştur.

Ben Konya doğumlu olmama rağmen öğrenimimi burada İstanbul'da yaptım, uzun yıllarım burada geçti, tarihi ve kültürün burada farkına vardım. Bizans ve Osmanlı dönemlerinde Atina Efes Milet gibi antik kentler harabe haline gelirken burası hep parlamıştır.

Konstantin 324 yılında ya da ölüm döşeğinde vaftiz olduğuna inanılır. İlk Hıristiyan Roma İmparatorudur.

Annesi Elena'ya çok geniş yetkiler vermiş, ilk resmi azize olmuş, 326 İmparatoriçe olmuş adeta Hıristiyan dünyasının annesi olmuştur.

Konstantin 337 tarihinde İzmit (Nicomedya) kentine ölmüş, cenazesi getirilip Fatih semtindeki 12 Apostol Kilisesine gömülmüş, İstanbul'un fethinden sonra burada yerine yapılan Fatih Camii avlusu içinde kalmıştır.

İstanbul'a hayat veren üç İmparator, Konstantin ve Jüstiniyen ve Fatih Sultan Mehmet burada sonsuz uykusundadır. Bir yazımda şöyle yazmıştım, Konstantin içinde burada bir anı köşesi açsak ne iyi ederiz. İsteyen ona bir mum yakar. Bir şey kaybeder miyiz aksine çok şey kazanırız.

Aslında Konstantin'in hayatı hakkında kitaplar yazılmalıdır. Ben bu arada onun önemini belirtmek istedim.

Yazıma Konstantin'in Milono Müzesinde bir büstü, İstanbul'da Çemberlitaş semtindeki muhteşem Konstantin sütununu resmi konulmuştur. Dünyada hangi kentte böyle 1700 yıllık bir anıt var..

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI