ULUSLARARASI URLA ZEYTİN ve SANAT FESTİVALİ

İngiliz yazar ve filozof Aldous Huxley şöyle der:

"Ben ağaçların hepsini severim, ama zeytin ağacı bir başka."

Uluslararası Urla Zeytin ve Sanat Festivali'nin yapıldığı bu günlerde, zeytin ve zeytinciliğin ne denli önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak gerektiğini düşündüm. Festivalde önümde oturan hanımın sırtındaki yazı dikkatimi çekti. "Escuela de Aceite de Oliva" İnternette yaptığım araştırmada İspanya'da bu isimde zeytinyağı araştırmaları üzerine bir yüksekokul olduğunu öğrendim ve bizde niye yok diye hayıflandım. İnşallah bizde de olur.

Zeytin çekirdeğinden fidan yetiştirmenin ne kadar zor hatta neredeyse imkânsız olduğunu bilirsiniz. Doğanın mucizevi kuşlarından karatavuk; zeytin tanesini yer, çekirdeğini toprağa bırakır. İşte o yolculuk sonunda "deli zeytin" tohumları filizlenir. Büyüyen bu fidanlara aşı yapılmadan zeytin taneleri istenilen vasıfta olmaz. Aşı yapılmadan da zeytin tanesinde ve zeytinyağında verim alınamaz.

Homeros, zeytin ağacının ruhunu dile getirir adeta:

"Ben herkese aitim ve kimseye ait değilim. Sen gelmeden önce de buradaydım, sen gittikten sonra da burada olacağım."

Zeytin ağacı yüzyıllardır "Kutsal Ağaç" olarak anılır. İnsanoğlu bu kutsallığı tam anlamıyla kavrayabilseydi onu yok etmek yerine daha çok sahip çıkardı kuşkusuz. Elbette sahip çıkanlar var, sözümüz onlara değil. Çünkü bilinçli toplumlar zeytini yalnızca beslenme amaçlı tüketmez. Onların alın teri dökerek ekonomiye katkıları tartışılmaz şüphesiz.

Tam bu noktada, Necati Cumalı'nın sözleri gelir aklıma. "Yetişkin bir aslanı, kaplanı uslandırıp adam etmek neyse, zeytinlik yetiştirmek de o! Yürek ister, sebat ister bu iş."

Bugünlerde  Urla'da zeytin; yalnızca toprakta değil, meydanlarda, tezgâhlarda, şarkılarda ve emeğiyle yaşayan insanların yüzlerinde filizleniyor. Her damlasında alın teri, her tanesinde köklü bir tarih saklı bu ağaç, bize sadece bir ürün değil aynı zamanda kültür, bereket, yaşam biçimi sunuyor.

Uluslararası Zeytin Festivalleri işte bu kadim mirası yaşatmak, korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak için atılan en güçlü adımlardan biridir. Çünkü zeytini yaşatmak, toprağı, emeği ve geleceğimizi yaşatmaktır.

Gelin, "kutsal ağacın" hakkını birlikte verelim, hem sofralarımıza hem hayatımıza bereket katsın. Yaşasın zeytin, yaşasın zeytinyağı! Bir zeytin dalı da benden olsun.

    Münevver Ongun

YAZARIN DİĞER YAZILARI