AHLAT SELÇUKLU MEYDAN MEZARLIĞI

AHLAT SELÇUKLU MEYDAN MEZARLIĞI

                Değerli okurlar,  Tatvan TAŞAR OTEL' de kahvaltımızı yaptıktan sonra otobüsümüze doluşarak AHLAT yönünde ilerliyoruz.  Saat 09.00 sularında Ahlat Meydan mezarlığı Emir Bayındır Kümbeti önündeyiz. Rehberimiz Erkan Bey, türbenin önündeki duvarın üstüne çıkarak türbenin ve mezarların tarihçesini anlatmaya başlıyor. Biz, daha önceden Başkanla planımızı yapmıştık. Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz ÇOBAN, arkadaşların hiç beklemediği bir anda resmi aracıyla çıkageliyor.  Başkan, Cittaslow çalışmaları nedeniyle Köyceğiz'e geldiğinde evimize kadar gelmişti ve çay/kahve içip sohbet etmiştik. Tatvan'a geldiğimizde kendisini aradık ve o gün orada olacağını söylemişti. Aracından iner/inmez "Ooo Nail Ağabey! " diyerek bize doğru geldi ve hoş/beş ten sonra kısaca kendisini tanıttık.  Kendisi daha önceki yıllarda 20 yıl Kırgızistan'da kalmış ve kültürel çalışmalarda bulunmuş, üniversitelerde dersler vermişti. Hemen bizim rehberden izin alarak sözü aldı ve türbeden itibaren mezarlığa girerek mezar taşları üzerindeki grafikleri, şekilleri, motifleri, yazıları ele alıp ayrıntılı bilgiler vererek anlatmaya başladı ve bu arada ilerlemeye başladık.  Neredeyse bir saate yakın bize gerekli açıklamaları yaptıktan sonra öbür kapının yanındaki yüksek mezar taşlarının önünde toplu fotoğraflardan sonra kendisini uğurladık.  Biz de oradan Müzeye geçerek gezi ve incelememize devam ettik. Hem girişte hem çıkışta(öbür girişte) bulunan levhada şu özet bilgiler yer alıyordu: 

AHLAT SELÇUKLU MEYDAN MEZARLIĞI: "Anadolu' ya giriş kapısının en önemli özelliği olan doğu-batı sentezinin kavşak noktası konumundaki AHLAT, gerek coğrafi, gerek tarihi özellikleriyle ön plana çıkmaktadır. XIII. Yy. da "Belh (Afganistan) ve Buhara(Öbekistan) ile İslam dünyasının üç büyük ilim, kültür ve sanat merkezinden biri olmuş ve "Kubbet-ül İslam" ünvanını alarak önemini daha da arttırmıştır. Geçmişi Neolitik Çağlara kadar uzanan Ahlat,  M.Ö.  4000' lerde Hurriler ile başlayıp Osmanlılar' a kadar çeşitli devletlerin idaresinde kalmıştır. Anadolu'nun kapısının Türkler' e açıldığı tarih olan 1071 öncesinde ve sonrasında doğudan batıya geçişi sağlayan bir üs konumuna gelmiştir. XII. YY. ın başlarından itibaren de "AHLATŞAHLAR" adıyla anılan Selçuklular' ın bir kolunun başkenti olmuştur. Ahlat,  stratejik önemi ve sahip olduğu doğal güzellikleriyle tarihin her döneminde çeşitli uygarlıklara merkezlik yapmış ve önemini korumuştur. Şehir, Bizanslılar döneminde "KHLAT"; Süryaniler Döneminde "Khelath"; Araplar Döneminde "Halat" ; İranlılar ve Türkler Döneminde ise AHLAT olarak telaffuz edilmiştir. Ahlat, sahip olduğu doğal güzelliklerin yanı sıra bünyesinde barındırdığı birçok kümbet, türbe, hamam, zaviye, bezir hane,  çeşme, kale, mezarlık, cami, sivil konut, arkeolojik alan, akıt ve mağaralar gibi tarihi kültür miraslarıyla adeta bir açık hava müzesi niteliğindedir.  Bu kültür miraslarından en önemlilerinin başında "Selçuklu Meydan Mezarlığı" gelmektedir. Selçuklu Meydan Mezarlığı,  Ahlat' ta bulunan bir çok tarihi mezarlık içerisinde en büyük ve en önemli olanıdır. 210.000 metrekarelik bir alana sahip mezarlık alanında, yaklaşık 9000 mezar taşı bulunmaktadır.  Mezarlıkta günümüze kadar yapılmış olan epigrafik çalışmalar neticesinde 32 sanatkârın imzası tespit edilmiştir. Meydan mezarlığı, Tarihi Türk-İslam mezarlıkları içerisinde büyüklük açısından ilk sırada yer almaktadır.  Meydan Mezarlığında Şahideli,  Sandukalı ve akıt olmak üzere üç genel mezar tipi görülmektedir. Bu mezarlardan Ahlat' ın birçok ilim, din, kültür, sanat, zanaatkar,  hukuk adamları ile mutasavvıf ile zahitler yetiştirdiği öğrenilmektedir.  Bu mezarlıkların içinde en önemli bölümü "KADILAR" oluşturmaktadır.  Mezar taşlarının doğu yüzünden medfunun kimlik bilgileri, bazı örneklerde ise medfunun nereden geldiği ve mesleki bilgiler yer almaktadır.  Bu bilgilerin yanı sıra Orta Asya Türk Kültüründe görülen çift başlı ejder motifi, değişik sıra ve örgülerde mukarnas süslemeleri de yer almaktadır.  Batı yüzünde ise, mezar taşını yapan sanatkârın adı, Kuran-ı Kerim'den ayetler ile palmet, kandil, geometrik motifler ve bitkisel süslemeler bulunmaktadır. Anadolu'nun tapusu olan ve XII. Yy. ın başından XIV. Yy. a kadar tarihlenen Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı mezar taşları, Orhun Abidelerinin Anadolu'da yaşatılan temsilcileri niteliğindedir. "

AHLAT SELÇUKLU MEZARLIĞI: "Bitlis'in Ahlat ilçesinde bulunan ve ortaçağ dönemine ait dünyanın en büyük Türk-İslam Mezarlığı.  Mezarlık bu gün bir Açıkhava müzesi niteliğindedir.  Birleşmiş Milletler Eğitim/Bilim ve Kültür Örgütü Dünya Mirası Geçici listesine alınmıştır. 210 dönümlük bir alanı kaplayan Ahlat Selçuklu Mezarlığı'nda muhtelif biçimlerde yaklaşık 8200 mezar bulunuyor.  Bu mezar taşlarından 118 tanesi anıt niteliği taşımaktadır.  Mezarlıkta ayrıca Şahideli, şahidesiz  ve sanduka şeklinde mezarlar bulunuyor.  Orta Asya Türk mezar tiplerine benzeyen ve yer altına kazılmış odacıklar şeklinde yapılmış mezarlar da vardır.  Ahlat Selçuklu Mezarlığı' nın geçmişi tarih olarak 1000 yıl öncesine dayanıyor.  Mezarlığın MERVANİLER öncesinde dahi var olduğu tespit edilmiştir. Bu gün Selçuklu Mezarlığı olarak isimlendirilen kabristan, tarihi kaynaklarda "Meydan Mezarlığı" ya da "ROJKİ MEZARLIĞI" olarak kaydedilmiştir.  Mezarlıkta tarih boyunca bölgede hüküm sürmüş Ermeniler, Rojekiler,  Dilmaçoğulları,  Saltuklular,  Ahlatşahlar,  Mervaniler,  Bedis Beyliği,  Eyyubiler,  Selçuklu ve nihayet Osmanlılar gibi farklı milletler ve cemaatlere ait cenazelerin üst üste defnedildiği ortaya konuldu.  Müslüman mezarlarının yanı sıra belki de daha fazla sayıda Hristiyan ve Ezidi mezarları da bulunmuştur.  Alışılmış mezar ölçülerinden büyük, 3.50 metre yüksekliğe varan ve her cephesinde süsleme bulunan dikdörtgen prizma şeklindeki şahideleriyle tanınırlar.  Alanın giriş kısmında Ahlat Müze Müdürlüğüne bağlı bir arkeolojik inceleme merkezi bulunmaktadır.  Mezarlık, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile 100. Yıl Üniversitesinin iş birliği ile yürütülen bir proje kapsamına alındıktan sonra 2010 yılında bakım, onarım ve yenileme çalışmaları başladı. Bakım ve onarım çalışmaları sırasında şimdiye kadar 700 mezar taşının kitabeleri çözümlendi.  Ahlat Selçuklu Mezarlığı' nın en büyük özelliklerinden biri,  alışılmış mezar taşlarından çok daha büyük ve uzun mezar taşlarıdır.  Bazı mezar taşlarının yüksekliği, 3,5 metreyi bulmaktadır.  Mezar taşlarının her cephesinde dikkat çekici süslemeler vardır. Bu mezar taşları, Türkler' in Orta Asya kültüründen gelen ejder, palmet, kandil gibi geometrik desen ve şekillerle süslenmiştir. "Kaynak: Vikipedi

BİTLİS İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ: "TÜRBELER: Önemli mezar anıtları olan türbeler, Bitlis ilinde sayı ve sanat bakımından oldukça zengindir.  Bu türbelerin birçoğu Selçuklular Döneminde yapılmıştır.  Günümüze kadar özelliklerini koruyanlardan bazıları şunlardır:  KÜFREVİ TÜRBESİ (Bitlis), EMİR BAYINDIN TÜRBESİ (Ahlat),  ÇİFTE KAMBET (Ahlat),  EMİR ALİ KÜMBETİ (Ahlat),  USTA ŞAGİRD KÜMBETİ (Ahlat), ŞEY BABO(ÜRYAN BABA) TÜRBESİ (Bitlis), ABDURRAHMAN GAZİ TÜRBESİ (Ahlat) ABDURRAHMAN GAZİ TÜRBESİ: Sahabe-i Kiramdan olan bu zat, Hz. Ömer zamanında 641 yılında bölgeyi fethetmekle görevlendirilen El-Cezire komutanı İyaz Bin Ganem komutasında olup Ahlat' ın fethi sırasında burada şehit düşmüştür. Geç Dönem Ahlat Kümbet Mimarisine uygun tarzda yapılan türbesi yoğun ziyaretçi potansiyeline sahiptir.  İlimiz sınırları içerisindeki diğer bazı kümbetler ise şunlardır: İhlasiye külliyesi sınırları içinde yer alan; Hoca Hasan, Ziyaed-din Han,  11. Şerafhan, Üçbacılar,  Veli Şemsettin Türbeleri,  Nuhiye,  Saidiye, Hacı Yusuf, Şeyh İsa Türbeleri, Erzen Hatun Kümbeti, Şeyh Hasan Türbesi ve Güroymak Kalenderağa Kümbeti. "

                Değerli okurlar,  bu gezimizde mezarlığın girişindeki kümbet hariç diğer kümbetleri gezemedik.  Ancak bundan otuz küsur yıl önce 980' li yılların sonunda Bitlis' te görev yaparken Tatvan' da Türkiye'nin dört bir yanından gelen Müdür ve Müdür yardımcıları ile Hizmet içi Eğitim Seminerinde bulunmuştuk. Bu seminer sırasında Bakanlık Müfettişleri ile birlikte topluca Türbeleri ve Kümbetleri de gezip görmüş ve fotoğraflamıştık.  Yolunuz düşerse kümbetleri de görmeden gelmeyin. Bizden söylemesi. GELECEK YAZILARDA BULUŞMAK UMUDUYLA.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI