Hadi yine iyisiniz, hepinizin merakla beklediğini zannettiğimiz (!) Mehmet Barlas büyüğümüz de hayatını anlatan bir kitap yazmış… Adı “Dün Dündür” sayfa sayısı da sadece 195 sayfa imiş… Bana göre de hiç olmamış üstat; 77 yıllık ‘gel-git’li, engebeli ve fırtınalı bir hayat, sadece 195 sayfacık bir kitapla anlatılır mı yahu!?
Bu gazeteci arkadaşı çok yakından tanıyan Soner Yalçın, 19 Şubat 2019 tarihli “Gaz Memo” başlıklı yazısında, merhum Uğur Mumcu’dan da alıntılar yaparak, bu kitabı ve sayın Mehmet Barlas’ı anlatıyordu… Bu 77 yıllık yaşamında o kadar çok yer değiştirmiş ki, kendisine şu sıfatları uygun görüyordu: Sosyalist olduğu dönemlere “Sos Memo”, devrimci olduğu dönemlere “Dev Memo”, 12 Eylül Kenan Evren hayranlığı dönemine “Hoş Memo”, 1980 sonrası kapitalist olmasına “Kap Memo”, Özal döneminde liberal olmasına “Liboş Memo” dendiğini yazmış… Nedense aklıma ‘Kubilay Uygun’ adlı vekilimiz düştü, niye acaba!?
Sonuçta diyordu ki; “Rahmetli Uğur Mumcu yaşasaydı, Mehmet Barlas’a bugün hangi adı verirdi; ‘Tay Memo’ mu, yoksa ‘Fet Memo’ mu?” diyordu… Valla orasını biz bilemeyiz de, bu kadar renkli bir insanın sadece 195 sayfada anlatılamayacağı konusunda hemfikiriz!..
Yazısının sonunda da; “Güya şimdi FETÖ ile mücadele ediyormuş gibi yapıyorlar… Hiçbir suç duyurusunda bulunmadı bunlar… Hiçbir davada tanıklık etmedi bunlar… İsimler vererek, FETÖ gerçeğini açıklayan kitaplar yazmadı bunlar!.. Hep lâkırdı, hep örtülü genellemeler yapıyorlar… Suç duyurusunda bulunan biz!.. Tanıklık yapan biz!.. FETÖ ile mücadeleyi ısrarla sürdüren hep biz!.. Diğerlerinin yaptığı ise; yüzsüz-arsız-kripto gazeteciliği… ‘Gaz Memo’...” diyordu…
Bunları okudukça, hep aklımıza gelen tek soru şu oluyor: “Bu ülkenin insanları Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Uğur Mumcu, Orhan Veli gibi insanlarımızın kıymetlerini neden hep öldükten sonra anlarlar acaba!? Hâlâ onların söyledikleri, onların fikirleri, onların dizeleri her yerde örnek veriliyor, herkes göklere çıkarıyor!.. Sağlıklarında nerelerdeydiniz, niye bu kadar acılar çektirdiniz ki onlara!?” Şimdi sizin de aklınıza bu soru geldi değil mi? İyi… İnşallah günümüzde yaşayan değerlerimizin kıymetlerini bundan sonra sağlıklarında da biliriz…
--Efendim, Ankara Lokman Hekim Üniversitesi Rektörü sayın Prof. Dr. Ali KOŞAR, sosyal medyada, muhalif olan “Millet İttifakı Liderleri” ile terörist APO’nun işbirliği içinde olduklarını anlatan bir dörtlük yayımlamış… Dörtlük de şöyleydi:
“Beden ölür, çürür, cana bakın siz,
Kim kiminle yürür, ona bakın siz,
Bırakın dönsün dönme dolaplar,
Hak’tan, hakikatten yana bakın siz!..”
Sosyal medyadan sadece bunu yapsa iyi, zaman zaman da AKP ve onların adaylarının da çalışmaları hakkında övücü haberleri yayımlıyormuş… (19 Şubat 2019 Gazeteleri.)
Bu arkadaşın devletin bir Rektörü gibi değil de, bir partinin İl Başkanı gibi davranması muhalefeti çileden çıkarmaya başlamış… İşin beni ilgilendiren tarafı ise şu: Bunun da soyadı “KOŞAR” diye, sakın kimse benimle ilişkilendirmeye kalkışmasın!.. Bu kişi ne akrabam, ne yakınım, ne de tanıdığım biridir!.. Çok üzgünüm ama, sadece bir soyadı benzerliğidir o kadar!.. Bu da şimdiden böyle biline… Sakin KOŞAR…