YENİ 'MADEN YASASI' ÇEVREDE NELERE MALOLACAK !?
TBMM'ye sunulan 'torba kanun' teklifiyle Maden Kanunu'nda yapılmak istenen değişiklikler, Türkiye'nin dört bir yanında doğayı, yaşam alanlarını ve halk sağlığını hiçe sayarak halktan, yerel yönetimlerden ve uzman kuruluşlardan görüş alınmadan kamuoyunun denetimi olmaksızın hazırlanmıştır. Bu teklif derhal geri çekilmeli, yaşam hakkını yok sayan bu politikalar sona erdirilmelidir...
Yasa teklifi, sadece bir yasal düzenleme değil; Türkiye'nin ormanlarını, su kaynaklarını, tarım arazilerini, yaylalarını, kıyılarını ve meralarını maden şirketlerinin hoyratça kullanımına zemin oluşturacak yasal bir düzenlemedir. Son yıllarda kamuoyunun ve bilim insanlarının tüm uyarılarına rağmen yapılan çevre ve madencilik düzenlemeleriyle; ormanlar, meralar, su havzaları ve tarım arazileri tahrip edilmiştir. Şimdi, torba yasa ile Maden Kanunu'nda yapılmak istenen yeni değişiklikler, bu yıkımı daha da hızlandıracak, doğa ve insan hayatı üzerinde telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açacaktır...
Bu kanun çıkarsa neler olacaktır:
---Maden ruhsatlandırmaları süreçleri kolaylaşacak ve faaliyetlerinin önü tamamen açılacak.
---ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) süreçleri işlevsiz hale getirilecek.
---Orman, mera ve tarım alanlarında madencilik faaliyetleri öncelikli hale gelecek.
---Yerel halkın söz hakkı yok sayılacak...
---Kamu yararı adı altında acele kamulaştırma yetkileri genişleyecek.
---Madencilik faaliyetlerinden kaynaklı zararların sorumluları belirsizleştirilecek.
Peki, bu değişimin sonucunda bizi neler bekliyor:
---Ekosistem tahribatı derinleşecek ve yok oluşu hızlanacak.
---Su kaynakları azalacak ve tüketilmesi-kullanılması ciddi sağlık sorunlarına yol açacak.
---Tarım, hayvancılık ve böylelikle gıda güvenliği tehlikeye girecek.
---İklim krizi, insanlık krizine dönüşecek.
---Halk sağlığı bozulacak, kırsal yaşam yok olacak ve göçler sorun olacak...
Bu yasa, Anayasa ve Uluslararası Sözleşmelere de aykırıdır:
Anayasa'nın 56. Maddesi; "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir" derken; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler Çevre Hakkı Bildirgesi gibi uluslararası belgeler, devletlere çevreyi koruma yükümlülüğü getirmektedir. Torba yasa ile aşılmak istenen bu düzenlemeler, yalnızca çevreye değil, halkın iradesine ve yaşam hakkına da son verecek bir durumdadır...
Halk Olarak Bizler Ne Talep Ediyoruz:
---Torba yasa kapsamında Maden Kanunu'na ilişkin yapılmak istenen değişiklikler derhal geri çekilmelidir!.. ---Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçleri güçlendirilmeli, halkın katılımı ve bağlayıcılığı etkin hale getirilmelidir!..
---Madencilik faaliyetlerine açılmak istenen orman, mera, tarım ve su havzaları koruma altına alınmalıdır!..
---Yerel halkın onayı olmadan hiçbir proje hayata geçirilmemelidir!..
---Madencilikten kaynaklı çevresel zararların tazmini ve sorumluluğu yasal güvence altına alınmalıdır!..
---Katılımcı, şeffaf ve halkçı bir çevre ve maden politikası derhal oluşturulmalıdır!..
Bu yasa teklifine sessiz kalmak, çocuklarımızın yaşam hakkını yok saymaktır. Bizler doğayı, yaşamı, ortak geleceğimizi savunmak için bir aradayız. Doğal kaynaklarımızı sınırsızca tüketen, geri dönüşü olmayan bir ekolojik yıkımı yasallaştırmak isteyen bu yasa teklifine karşı, toplumun her kesimini mücadele etmeye çağırıyoruz!.. Çünkü gelecekte çocuklarımıza da, tıpkı Atalarımız gibi doğal bir çevre bırakmak istiyoruz!.. Sakin KOŞAR...