"MÜCAHİT ARINÇ" VAKASI !?

İktidara muhalif bütün gazete ve TV'lerde, 15 Eylül günü "Çok Önemli (!)" bir haber tekrar edilip duruldu. Haber şuydu: "İstanbul AKP Milletvekili ve Bülent Arınç'ın oğlu 'Mücahit Arınç' TV-5 Programından alınan haber şöyle idi: 'Uzun zamandır kamuoyunu meşgul eden ve çok tartışılan Suç Örgütü Lideri Sedat Peker'in ortaya attığı iddialar mutlaka araştırılmalı ve eğer bunlar doğruysa, gerçekler ortaya çıkarılmalıdır!' dedi" şeklindeydi.

Ba ba baaa. Bizim 'aslan muhaliflerin' balıklama üzerine atladıkları ve çok önem vererek, defalarca gündeme getirdikleri şu 'çok önemli (!)' haberi gördünüz mü!? Seçimden bu yana bir Milletvekili olarak ilk defa adını duyduğumuz ve varlığından haber olduğumuz bu arkadaş, iki senedir bu ülkede değil miydi? Sedat Peker iddiaları ortalığı kasıp-kavururken, bu arkadaş Yüce Meclis sıralarında oturup da, ballı Vekil maaşını almıyor muydu!? İki senedir niye susmuş, neden bunları o zamanlar söylememiş, neden bir İktidar Vekili olarak Meclis'e bir önerge vererek, resmen bunların araştırılmasını istememiş!? "Mal bulmuş Mağribi gibi" hemen bu haberin üstüne atlayıp da, bugüne kadar koltuğunda oturmaktan ve el kaldırıp-indirmekten gayri hiçbir iş yapmayan bu arkadaşı gündeme oturtup da, yok yere niye şöhret olmasını sağlıyorsunuz ki!?

Biz bu arkadaşın babasını da bilirdik!.. Belli zamanlarda tıpkı bir 'bozuk saatin günde iki defa doğruyu gösterdiği gibi' ortaya çıkar, atar-sıkılar, ertesi günü yine bildiği duayı okumaya devam ederdi!.. En son marifeti de şu olmuştu: Bir gün yine ortaya çıkıp; "Artık itiraz etme zamanıdır, 'Kral Çıplak' deme zamanıdır" diye, kendi parti liderine ve partisine ağzına geleni söylemiş, üç gün sonra Manisa'yı ziyaret eden sayın Cumhurbaşkanı için, bütün Manisalıları meydanlarda toplanmaya çağırmıştı, hatırladınız mı?

Demek ki oğlu da aynı yolda yürümeye başladı, iki yıl sus-pus oturduktan sonra, şimdi Sedat Peker'in iddiaları için harekete geçilmesini istiyordu. Siz iktidar partisi Milletvekilisiniz, bunu söyleyeceğinize, bir Cumhuriyet Savcısına gidip de, resmen bir 'Suç Duyurusunda' bulunsanıza ya!? Yooo, sebep sadece gündeme gelmek olunca, tıpkı babası gibi, o da işin en kolay yolunu, sadece 'lâf etme' yolunu seçiyor, bizim aslan muhalifler de bunların üzerine balıklama atlayıveriyorlar!.. Bu kaçıncı yanılgı beyler, sizin yapacak daha ciddi işleriniz yok mu!? Bu bitmeyen yanılgılarınızdan hâlâ hiç ders çıkaramıyor musunuz siz!?

İspanya, Brezilya, Arjantin diktatörleri, halkı uyutmak için "Futbol" oyuncağını kullanır, halk bu meşin yuvarlak maceraları ile uğraşırken, onlar da ülkelerini tek başlarına ve demir yumrukla yönetmeye devam ederlerdi!.. Ortadoğu ülkelerindeki diktatörler ise 'Mezhep Ayrılıkları' yaratarak diktatörlüklerini sürdürürler!.. Bunları birer 'Manda' gibi güden ve sömüren patron ülkeler de, mazlum halklar yerine, gidip gidip bu diktatörlere yardımcı olurlardı, hâlâ da aynen devam ediyorlar!.. Bizde ise iktidar, muhaliflerin önüne 'Sanal' bir mevzu atıyor, bizimkiler günlerce bununla uğraşırken, güya çözüm yolları arar-tartışırken, yapılan zamlar, yeni piyasaya sürülen genelgeler ve olmadık yerlere atanan liyakatsiz kişiler unutuluyor, bu sanal kargaşada kaynayıp-kaybolup gidiyor işte. Uyanın artık ey muhalifler, Üsküdar'da sabah oldu be biraderler!..

Bizim deli Orhan Veli, 1947'de yazdığı "Bir İş Var?" şiirinde ne diyordu: "Her gün bu kadar güzel mi bu deniz/ Böyle mi görünür gökyüzü her zaman/ Her zaman güzel mi bu kadar/ Bu eşya, bu pencere?/ Değil, vallahi değil/ Bir iş var bu işin içinde!?"

Evet, tam 75 yıl önce Orhan Veli bile uyanmış, olana-bitene şüpheyle baktığını anlatmış, ama şu Muhalifler hâlâ uyanamadılar gitti yahu!..                       Sakin KOŞAR.

YAZARIN DİĞER YAZILARI