"SAVAŞ" VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ !?


Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre Savaş; "Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek, giriştikleri silahlı mücadele, muharebe, harp, kavga, cenk" demektir... Aynı sözlüğe göre, bu sözcüğün tam tersi olan Barış ise şöyle açıklanıyor: "Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum... Barışma işi... Sulh" deniliyor...

Bu konuda tecrübe sahibi olmuş, çok acılar çekmiş, çok tecrübeler kazanmış olan atalarımız, uzman insanlar, bugüne kadar bu iki sözcük için birçok özlü sözler söylemişler, gelecek nesillerin barış içinde yaşamalarını istemişlerdir!.. İşte bunlardan bazıları:

--- "Yurtta sulh, dünyada sulh!.. (M.K. Atatürk.)"

---"Savaş demek; ölüm, acı, gözyaşı demektir!.."

---"Savaş isteyen her insan, eski ilkelliğine geri dönüyor demektir!.."

---"En kötü Barış bile, Savaştan her zaman iyidir!.."

Evet, uzun süredir devam eden çekişmeler ve restleşmeler sonrasında, bugünlerde de İsrail'in İRAN'a yaptığı hava saldırısıyla, yeni bir savaş 12 Haziran 2025 gecesi başladı...16 Haziran itibariyle, bu devletlerin kendi açıklamaları ile İran'da 247 insan öldü, 3.782 insan da yaralandı... İsrail'de ise şimdilik 16 kişi öldü, 319 kişi de yaralandı... Her iki ülkenin insanları işlerini-güçlerini bırakıp, çok zor koşullarda 'Sığınaklarda' yaşamaya başladı... Okullar kapandı, iş yerlerine kilit vuruldu, esnaf dükkânlarını kapattı, bunların hepsi de korku içinde, tepelerine ne zaman bir bomba veya füze düşecek, göğüslerine ne zaman kurşun ve şarapnel parçası saplanacak, nükleer sızıntılardan kaç kişi ölüp-kaç kişi sakat kalacak; işte sığındıkları o yeraltı deliklerinde o günü bekliyorlar!..

Her savaşta en büyük sıkıntıyı 'çocuklar-yaşlılar-hastalar-kadınlar' çekerler!.. Savaşa karar veren yönetici bayanlar-baylar, o günlerin heyecanı ve karşı tarafı bir şekilde 'diz çöktürme' uğruna, bu insanlarının çekecekleri hiçbir sıkıntı, akıllarının köşesine bile gelmez!.. Yine bu savaşlardan menfaat uman, ceplerini yine dolduracaklarını düşünen bir sürü 'Kan ve Can Tüccarı' olan silâh şirketleri sahipleri, bu tür savaşların daha da kızışmasını heyecanla bekleyip, ellerini ovuşturarak olanları izlerler!.. Savaş meydanlarında kan akarken, can kayıpları olurken, bu tiplerin yüzleri hep gülüyordur!..

Son yıllardaki tüm savaşanları hepimiz gördük, duyduk, okuduk!.. Genellikle TV'lerde canlı sunulan akşam haberlerini, birçok insan çekirdek çıtlatarak, sakız çiğneyerek veya içkisini keyifle yudumlayarak izlediler... Sanki orada bir film oynuyor, sanki 'Sanal' bir oyun sergileniyor!.. Hayır, hayır!.. Orada bir can pazarı yaşanıyor, orada kan ve gözyaşı dökülüyor!.. Atılan her füze, düşen her bomba, peş peşe gönderilen her bir mermi, karşı taraftan bazı canları alıyor, bazılarını yaralıyor, bazılarının evini-damını-iş yerini-okulunu-hastanesini başına yıkıyor!.. Bunlar ruhsuz bir şekilde, fütursuzca izlenecek heyecan filmleri mi!? Hiç biriniz bunları izlerken, 'bir an olsun' oradaki Cehennemde olduğunuzu hiç düşündünüz mü!? Bugün orada onlar varsa, yarın o ateş çemberinde sizler de olabilirsiniz? Yani, siz bunu bundan sonra biraz düşününüz, olur mu? Gerçekleri görünce de hemen Atalarımızın; "En kötü Barış bile Savaştan çok daha iyidir!" sözünü hemen hatırlayacağınıza, adım kadar eminim...

İşte bugünlerde yukarıda anlatmak istediklerimi yaşıyoruz!.. Umarım bu savaş daha da genişleyip de, daha büyük çatışmalara sebep olmadan, hemen bir barış yapılır!.. Kısa sürede her iki devletin yıllardır çalışıp-didinip de inşa ettiği bunca 'tesis-bina-kuruluş' bunca para ödenen bu düşen uçaklar ve batan gemiler, tekrar kaç yılda yeniden eski yerine konulur? Yani, siz bunları da bir düşünün, TV'lerde o acılı haberleri bu duygu ve düşüncelerle izleyiniz; umarım 'Savaş ve Barış'ın ayartına daha iyi varırsınız?..                     Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI