İŞTE BİLGİ, İŞTE EĞİTİM, İŞTE ÖĞRETMENLİK !?

 

            İŞTE BİLGİ, İŞTE EĞİTİM, İŞTE ÖĞRETMENLİK !?

Eskişehir İlimizin "Odunpazarı 30 Ağustos Ortaokulu"nda, 16 Haziran 2022 Perşembe günü bir olay yaşandı: Bayan öğretmenlerden Canan Tüzer, arkadaşlarıyla kuru üzüm yerken, boğazına bir kuru üzüm tanesi kaçtı. Kısa sürede nefes almakta zorlanan Canan Tüzer'in garip hareketleri, diğer öğretmen arkadaşları Tuğba Altıntaş ve Uğur Tiryaki'nin dikkatini çekti. Hemen harekete geçen bilinçli öğretmenlerden Tuğba Altıntaş, öğretmen arkadaşının ayaklarına sarılıp, onu sabitlemeye çalışırken, Uğur Tiryaki de nefes alamayan Canan Tüzer'in arkasından kavradı, bir elini yumruk yapıp, karın bölgesine koydu, güçlü bir hareketle karından yukarı doğru, gövdeyi sıkarak hamle yaptı!.. Birkaç hareketten sonra kuru üzüm boğazından dışarı fırladı, Canan Öğretmen nefes almaya başladı ve hayatı kurtuldu!..

Tıp dilinde bu harekete "HEİMLİCH Manevrası" denilir. Belki bunu ilk kez duyanlarınız vardır, ama hayat kurtarma derslerinde, 'İLKYARDIM' öğretilerinde ilk önce öğretilen hayatî bir bilgi ve uygulamadır!.. Yine birçoğumuz bunu bilir, ama ya unutmuştur, ya da önemsemez!.. Görüyorsunuz ya; hiç olmayacak zamanda, hiç beklemediğiniz bir anda birinin başına geliveriyor işte!.. Kırk yılda bir gerekli olan bir bilgi, eğitim, bir uygulama, genç bir insanın yaşamı bir anda kurtarıveriyor, siz ona dünyaları bağışlamış oluyorsunuz!.. Bir de o Canan Öğretmen yerine kendinizi ve çok sevdiğiniz bir yakınınızı koyun, bu kurtuluş dünyanın hangi zenginliği ile ölçülebilir ki?

Sık sık yazılarımda "Eğitim Şart!" diye boşuna mı yazıp duruyorum ben!? Bir de şu habere bakınız: Ordu İlimizde motosikletiyle kaza yapan Sezer A. adlı genç hastaneye götürülür. Kendisiyle ilgilenilmediğini bağırarak söyleyen yaralı Sezer A., koridorda eline geçirdiği perde demiri ile 'Acil'de çok yoğun çalışan bir hastabakıcı ile bir hemşireyi oracıkta 'Hastanelik' eder, iyi mi? Yeterli eğitimi, bilgisi ve bilinci olsa idi, Serdar A. isimli bu gencimiz, yaralı haldeyken bile bu cürmü işler de, biz gazetecilere haber olur muydu acaba? Alın size iki örnek: Biri hayat kurtarıyor, diğeri ise hayatları söndürüyor!..

Neyse. Bugünlük eğitim konusu yeter. Siz, sayın Numan Kurtulmuş'un açıklamalarını duydunuz mu? TGRT'de Ercan Gürses'e konuşan bu büyüğümüz aynen; "Eski dönemde, maalesef Türk Lirası (TL) çok değerliydi!.. Çok şükür son yıllarda yavaş yavaş Türkiye bundan uzaklaştı!.. Bu durum ortaya 'ithalâtı' çıkarıyor, hortlatıyordu!.. Çok şükür son yıllarda Türkiye bundan da uzaklaştı!.." dedi.

Çok şükür ki ben bir 'Ekonomist' değilim de, bu sözler karşısında akıl sağlığımı koruyabiliyorum!.. Maazallah, bu yıllarda bir ekonomist olsaydım var ya, herhalde bana 'tımarhaneler' bile dar gelirdi gari!..

Yahu, bu dünyanın bütün ülkeleri, kendi sahip oldukları paraların değerini 'en yüksek' seviyede tutmaya çalışmazlar mı? Bütün gelişmiş ve süper devletlerin paraları, dünyanın en değerli paraları değil mi? Paralarının değerini bir kuruş bile düşürmemek için, bütün güçlerini kullanmazlar mı? Dünyanın hali buyken, bu sözler ne anlama geliyor Numan Bey!? Siz bizim aklımızla alay mı ediyorsunuz!? Neymiş efendim, "İthalât azalıyormuş!.." Siz bu iktidar içinde yönetici değil misiniz, bütün veriler sizin önünüze gelmiyor mu? Ne ithalâtın azalması beyefendi, ithal etmeye başladıklarımızı yazmaya kalksak, koca defterlere sığmaz, siz bize en iyisi, iğneden ipliğe ithal etmediğimiz neler kaldı, önce onları söyleyiniz!? Dünyada 'kendi kendine yeten 7 ülkeden' biri iken, sizler sayesinde Yunanistan'dan pamuğu, Afrika'dan otu-samanı bile ithal eder hale geldik!.. Siz âlemi kör, milleti sersem mi sanıyorsunuz!?

Bugün de yazımızı bizim deli Orhan Veli'nin "Giderayak" şiiriyle bitirelim bari:

"Handan, hamamdan geçtik/ Gün ışığındaki hissemize razıydık/ Saadetinden geçtik/ Ümidine razıydık/ Hiçbirini bulamadık/ Kendimize hüzünler icat ettik/ Avunamadık/ Yoksa biz/ Biz bu dünyadan değil miydik!?"                           Sakin KOŞAR.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI