Tartışma, Münazaa, Münazara !?

 

                 Tartışma, Münazaa, Münazara !?

Bu üç sözcük genellikle birbirine karıştırılır, anlamları dışında kullanılır, bunların hepsi aynı anlamlarda kullanılır... Halbuki Arapçadan dilimize girmiş olan 'Münazaa ve Münazara' ile Türke sözcük olan 'Tartışma' apayrı anlamlarda olan sözcüklerdir!..

Tartışma; "Birbirine karşı olan düşünceleri karşılıklı savunma" demektir...

Münazaa; "Ağız kavgası, çekişme, münakaşa" demektir...

Münazara ise; "Bir konu üzerinde belli kural ve yöntemlere uyularak yapılan tartışma" demektir...

Sizler de okullarda okurken, herhalde öğretmenler gözetiminde çeşitli zıt fikirler üzerinde "Münazaralar" yapmışsınızdır!? Bu gelenek, şimdilerde bazı televizyonların 'Açıkoturum' programlarında yapılmaya devam ediyor... Zaman zaman burada da bazı çatışmalara şahit oluyoruz, sunucu bunları durduramazsa, vuruşmaya kadar, daha vahim sonuçlar da ortaya çıkabiliyor... Bazı ülkelerin Meclislerinde de bu vahim olayları izliyoruz...

Ünlü yazar ve düşünür 'Goethe' diyor ki; "Bir tartışma sırasında kızdığımız anda, gerçek için uğraşmayı bırakır, kendimiz için uğraşmaya başlarız!" diyor... 'Chesterton' diyor ki; "Fikir tartışmasını bilmeyenler, sonuçta kavga ederler!" diyor... 'Napolyon Bonaparte' ; "Dünyada iki kuvvet vardır: Kılıç ve fikir!.. Ama fikir, kılıcı daima yenmiştir!.." Yine 'Goethe' diyor ki; "Bir olayın çözümünde görev almayanlar, o problemin parçası olurlar!" diyor...

Ülkemizde genellikle seçimlerin yaklaştığı sıralarda, özellikle en çok zaman geçirilen kahvehanelerde siyasi tartışmalar yapılır... Bu tartışmaların çoğu, sonuçta bir kavga veya saldırılarla biter!.. Neden? E tabii; fikir olarak, kültür olarak gelişmemiş toplumların insanlarının en sonunda yapacakları budur da, ondan!.. Yukarıda sözlerini size aktardığım düşünce ve siyaset adamlarının sözleri neyi anlatıyordu!? Biz niye yıllardan beri "İllâ da eğitim şart!" diye boşuna mı nefes ve kalem tüketiyoruz ki!?

Bu iş de en iyi şekilde okullarda öğrenilir... Hem sağlam bir fikir sahibi olmanın, hem sabırlı olmanın, hem de karşınızdakilerin düşüncelerine saygılı olmanın tek şartı; iyi bir eğitimdir!.. Her konuda kavga ederek, karşımızdakine saldırarak sorunlar hallolsa idi, dünyanın her ülkesinde 'Diktatörler' iktidarda olurlardı değil mi? Ama görüyorsunuz ki; hepsi de birer birer devriliyor, yerlerine daha akılcı, daha barışçı ve daha paylaşımcı yönetimler kuruluyor!..

Hani bir zamanlar önlerinde ordu dayanmayan Roma, Moğol, Pers, Fransız, Osmanlı İmparatorlukları neredeler!? Hani o güçlü Hitler, Mussolini, Stalin, Mao güçleri nereye gittiler!? Bugün bilim ve teknoloji ile ortaya çıkan şirketlerin çoğu, bazı devletlerden daha zengin ve daha güçlü hale geldiler!.. Neden? Akıl, bilim ve üretim, 'Kılıcı' yendi de ondan!..

Dünya ülkelerine bir bakınız; eğitim, bilim ve teknolojiye hangi ülke bütçesinden daha çok pay ayırıyorsa, en gelişmiş ve en zengin ülkeler de onlar!.. Parasını zevk ve sefaya, itibara, betona ve saraylara harcayan ülkeler ise, en geri kalmış ülkeler listesinde yer alıyorlar!..

Bugünkü yazımızı da Orhan Veli'nin 1949'da yazdığı "Sizin İçin" şiiri ile bitirelim:

"Sizin için insan kardeşlerim/ Her şey sizin için/ Gece de sizin için, gürdüz de/ Gündüz gün ışığı, gece ay ışığı/ Ay ışığında yapraklar/ Yapraklarda merak/ Yapraklarda akıl/ Gün ışığında binbir yeşil/ Sarılar da sizin için, pembeler de/ Tenin avuca değişi/ Sıcaklığı/ Yumuşaklığı/ Yatıştaki rahatlık/ Merhabalar sizin için/ Sizin için limanda sallanan direkler/ Günlerin isimleri/ Ayların isimleri/ Kayıkların boyaları sizin için/ Sizin için postacının ayağı/ Testicinin eli/ Alınlardan akan ter/ Cephelerde harcanan kurşun/ Sizin için mezarlar, mezar taşları/ Hapishaneler, kelepçeler, idam cezaları/ Sizin için/ Her şey sizin için!.."           Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI