2300 yıl önce.
Knidos halkı o sabah meclisin mermer basamaklarına sessizce yığıldığında, havada bir şeyler vardı. Hiç kimsenin adını koyamadığı, ama içten içe hissettikleri bir ağırlık. Rüzgâr bile agora meydanında tereddütle esiyordu.
Herkesin güvendiği kent yöneticisi adam Arkesilaos yıllardır "halkın sesi" diye anılıyordu. Rhodos'la yapılan ittifakın baş mimarıydı. Knidos'un onurunu savunan liderdi. En azından herkes öyle sanıyordu.
O gün genç bir kâtip bulduğu belgeler meclise getirildi.
Belgelere göre Arkesilaos, kent adına işbirliği masasına otururken, perde arkasında Rhodos'la tam teslimiyet için pazarlık yapıyordu.
Knidos'un geleceğini, halkın haberi bile olmadan bir başka güce devretmeye çalışıyordu.
Belgeler okundukça Arkesilaos'un yüzü soldu.
Dizlerinin bağı çözüldü.
En sonunda bir duvarın dibine yaslandı.
Sanki duvar yıkılsa altında kalmayı umut ediyordu.
Yaşlı bir bilge ayağa kalktı ve halkın duygularını kelimelere döktü.
"İhanet en çok güvendiğin yerden gelir."
Knidoslular, bağırmadılar, yuhalamadılar.
Sadece "kenti terk et" dediler.
Arkesilaos o gün sürgün edildi.
Ama asıl mesele bir kent yöneticisinin sürgün edilmesi değildi.
Asıl mesele halkın gözündeki perdenin yırtılmasıydı.
Bugün Datça dahil, çok yerde aynı şeyler olmuyor mu?
En çok itimat edilenler, en çok zararı vermiyor mu?
Seçimlerde "Bizim için çalışır" denilenler, koltuğa oturduğu zaman sadece kendileri ve çevreleri için çalışmıyor mu?
O nedenle Knidos'taki bu hikâye eski değil, sadece dekor değişti.
Kaynakça
. Diodoros Sikeliotes, Bibliotheca Historica, XVI ve XX. bölümler (Rhodos-Knidos siyasi ilişkileri).
. Paola Ceccarelli, Aretades of Knidos (BNJ 285), 2024.
. C. Mee & A. Spawforth, Greece: An Archaeological Guide.