GECEYİ GÜNDÜZE ÇEVİREN TEHLİKE


 

Geçen Pazar günü 7 Eylül 2025 Cumhuriyet Gazetesi'nin Pazar Ekinde Dairesel Flora köşesinde Ayça Ceylan "Geceyi Gündüze Çeviren Tehlike" konusunu işlemiş.

Yakın zamanda yayınlanan kapsamlı bir bilimsel araştırma, kentlerdeki ışık kirliliğinin kuşların ötüş sürelerini uzattığını ve günlük döngülerini dramatik biçimde kaydırdığını ortaya koydu. Bu bulgular yalnızca kuşların değil insanın da nasıl ortak bir "ritim kaybı " yaşadığını hatırlatıyor.

Kentler geceyi gündüze çevirirken görünmez bir dönüşüm yaşanıyor. Sokak lambaları, reklam panoları ve vitrin ışıkları bize güven ve hareket duygusu verirken doğanın kadim ritimlerini sessizce bozuyor. Kuşların yaşamı günün uzunluğunu ölçen hassas biyolojik saatlere bağlıdır. Ötüşleri, uyku düzenleri,  göç kararları, hatta üreme dönemleri bile ışığın en küçük değişimlerden etkilenir. Geceyi delen yapay ışıklar ise bu dengeyi altüst ediyor.

Science dergisinde yayınlanan araştırma, bu etkinin küresel ölçekteki boyutunu ortaya çıkardı. ABD 'de yapılan bir araştırmada, 583 kuş türünü temsil eden 60 milyondan fazla akustik kayıt incelenmiştir. Araştırmacılar, bir yıl içinde 180 milyondan fazla kuş sesini küresel uydu verileriyle karşılaştırdı.

Bulgular netti, ışık kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde yaşayan kuşlar,  gün de ortalama 50 dakika daha uzun ötüyorlar. Sabahları daha erken şarkıya başlıyor,  akşamları ise daha geç susuyorlar.

Bu etkinin özellikle büyük gözlü türlerde ve açık yuvalarda  yaşayanlarda daha belirgin olduğu gözlemdi. Üreme döneminde ötüşler daha da yoğunlaşıyor.  Kışlar için ötmek yalnızca şarkı söylemek değil, aynı zamanda eş bulmanın, bölgeyi savunmanın ve türün sürekliliğini sağlamanın en temel yolu. Yapay ışık, bu iletişim aracını bozarak enerjilerini hızla tüketmelerine yol açıyor.

Uzayan ötüşlerin doğrudan sonuçları henüz tam olarak bilinmese de araştırmacılar bunun kuşların uyku sürelerini kısaltabileceğini, enerji dengelerini bozabileceğini ve yavru bakımında aksamalara yol açabileceğini vurguluyor. Uzun vadede biyolojik ritmin bu şekilde sarsılması yalnızca kuşları değil,  tüm ekosistemi tehdit ediyor.

Kuşlarda gözlemlenen bu değişim aslında bize de tanıdık. Çünkü ışık kirliliği yalnızca kuşların değil, biz insanların biyolojik saatini etkiliyor. Ritmi bozan yapay ışık, melatonin üretimini düşürerek uyku yoksunluğuna, yorgunluğa, baş ağrılarına, strese, kaygıya ve daha bir çok sağlık sorununa neden oluyor. Geceyi karanlıkta yeniden kutlamak,  yalnızca kuşların doğal şarkısını geri getirmek değil aynı zamanda sağlığımızı ve yaşam ritmimizi de onarmaktadır.

Doğanın ritmi, sabahın ilk ötüşünden gecenin sessizliğine kadar uzanan hassas bir dengedir. Yapay ışıklarla geceyi gündüze çevirdiğimizde  bu denge bozulur. Oysa çözüm karmaşık değil. Gereksiz ışıkları kapatmak daha sıcak tonlu ampuller kullanmak, aydınlatmaları doğru yönlendirmek ve karanlık gökyüzü alanlarını korumak. Küçük adımlar, büyük sonuçlar yaratabilir.

Geleceği düşünerek aydınlatma konusunda bilimsel davranmalıyız.

YAZARIN DİĞER YAZILARI