KADINLAR MÜCADELESİ

Cumhuriyet Gazetesi 'nin 5 Ekim 2025 Pazar Ekinin 2.ci sayfasında Ayşe Acar'ın yazısının başlığı "Sokrates'in Kadınlar Mücadelesi " idi.

Dionysos geleneği (M.Ö 6 civarı ) onun taşıyıcısı olan kadınlara dikkat çeker. Özellikle postmodern dönem itibariyle Eros'un yoksunluğundan kaynaklı olduğunu söyleyebileceğimiz depresyon, iç sıkıntı, kaygı krizlerinin tırmandığı zamanlarda bir yöntem gibi hatırlanan Dionysos ayinleri  yeniden değerlendirilmesi gereken önemli meseledir.

Oğuz Haslakoğlu, Vakıfbank Kültür Yayınları'ndan çıkan son kitabı "Politeia Şehri " de bu sorunu kritik ederek insanlık tarihine not düşmektedir. Döneme ilişkin şu hakikat nasıl bir ortamdan söz edildiğine yönelik bir ip ucu vermektedir. Antik Yunan dramasında kadın rollerini de etkenler oynuyordu. Haslakoglu,  çekiçle felsefe yaptığını söyleyen Nietzche'nin, Sokrates'ten nefret ettiğini, döneme yönelik hayranlığının Dionysos kültü yönünde olduğunu belirtir.

Dionysos kültü, "kadın " denince "erkeğin" tam olarak ne anlama geldiğini bize söylemektedir. Haslakoğlu şu değerlendirmede bulunmaktadır.

"Apollon ve Dionysus karşıtlığı bağlamında akıl tarafından bastırılan içgüdülerin sembolizminde dile gelenin, doğal iç güdüler yerine konulan kadının sindirilmesi olduğu açıktır. Başka bir deyişle, insanın nereden geldiğini bilmediği kendi içinden gelene aciz ve zayıf oluşunun ifadesi olan Freudcu "tekinsiz" bir tehdit olarak erkek için kadındır. "

Cinsiyet eşitsizliğine karşı verilen mücadelenin anlaşılması aynı zamanda Sokrates'in de anlaşılması anlamına gelir. Sokrates bu konuyu doğadaki "logos" u esas alarak açıklar ve bu açıklama eşitliğin doğaya uygun yaşamak anlamına geldiğini söyler bize. Politeia'da Sokrates, Glaukon'a şöyle söyler,

"Öyleyse dostum, kentin yönetimiyle ilgili, kadına yalnızca kadın veya erkeğe yalnızca erkek olduğu için ait olduğu bir uğraş yoktur ama çeşitli doğal yetenekler her iki canlı arasında benzer biçimde dağılır. "

Sokrates, bazı kadınların ve bazı erkeklerin örneğin beden eğitimi, savaşa katılmak, muhafız veya bilge olmak konusunda doğal uygunlukları olduğunu bazı erkek ve kadınların bu zanaatlara uygun olmadığını ifade eder.   

Kuşkusuz eğitim bu doğal eğilimler dikkate alınarak yapılmalıdır. Sokrates uzun bir diyaloğunu sürdürür.

"Benzer olarak kadın ya da erkek soyuna gelince de hangisi herhangi bir sanatkarlık uğraşına yakınsa ona göre ayrı ayrı işler vermek gerekir. Ne  varki aralarındaki fark, sadece kadının çocuk doğurması erkeğin de döllenmemesinden ibaret ise bu onların mesleki yatkınlık bakımından farklı olduğu anlamına gelmez. O halde, daha önce söylediklerimizle mutabık kalarak kadın muhafızlara müzik ve beden eğitimi vermenin doğaya aykırı olmadığı konusunda aynı düşüncedeyiz. "

Kadınların Dionysos kültü vesilesiyle tekinsiz ve bastırılması gereken bir içgüdüden ibaret görüldüğü bir ortamda, yaklaşık 2 bin 500 yıl önce konuşan bu kişinin neden sofistlerce, Nietzsche ve benzerlerince nefret edilen kişi ilan edildiğini anlamak zor değil. Sokrates, tam da "kadınlarla erkekler eşit olmalı " dediği için kendisine suçlamalar yöneltilebileceğini biliyordu. Sonuç idama mahkum edilmesi oldu.

Ölmeden hemen önce  "Keşke sıradan insanlar gibi davransaydın, bunlar başına gelmezdi. Seni neden suçladılar Sokrates ? " dendiğinde Delf Mabedi'nde kadın bilge Diotima'yla aralarında geçen konuşmadan söz etmesi insanın kalbine dokunuyor.

Diotima ve Sokrates'e selam olsun.

YAZARIN DİĞER YAZILARI