TİYATRO ÖNYARGI DUVARLARINI YIKIYOR

Cumhuriyet Gazetesi'nin Pazar Ekinde Orhun Atmış'ın yazısı var, 14 Eylül 2025 günü.

Oyuncular Sendikası'nın sosyal etki projesi kapsamında hayata geçirdiği, dört oyundan oluşan "Kadınlar, Gölgeler ve Duvarlar" in ilk oyununu yaptı.

Tiyatro, tarih boyunca insanlar için "eğlence" nin yanı sıra gerçek anlamda bir iyileşme ve sosyal uyuma katkı sağlama aracı olmuş. Oyuncular Sendikası da sahnenin bu gücünden faydalanmak amacıyla, belirlenen dört grupta yer alan kadınların seslerini, hikayelerini ve mücadelelerini görünür kılmak için "Kadınlar, Gölgeler ve Duvarlar" isimli projeyi hayata geçirdi. Sivil Toplumu Destekleme Vakfı ve Turkey Mozaik Foundation tarafından verilen fonun yanısıra Oyuncular Sendikası ve gönüllü sanatçıların desteğiyle proje tamamlandı. "Oyuncu Kadınlar" "Göçmen Kadınlar " "HIV'le Yaşayanlar " ve "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu teşhisi konan kadınlar"

olmak üzere dört farklı grubun anlatılacağı dört oyun, onar kez sadece tiyatro sahnesinde değil, oyunun temasına uygun mekanlarda sahnelenecek. Bu anlamlı tiyatro oyunlarını konuşmak üzere projenin yöneticisi Iris Bilen ve ikişer oyun yöneten Özlem Dilan Atakul ile Baturalp Yavuz'la konuştuk.

Iris Bilen "Oyuncular Sendikası'nda o dönem çalışan sevgili Yeşim Girgin ile bir masaya oturduk ve "Bizim dertlerimiz neler?" "Sendikanın Dertleri Neler?" "Bizim şahsi dertlerimiz neler?" "Ne yapabiliriz ?" gibi bir çok konuyu konuştuk. Sonra önümüze STDV'nin Türkiye Mozaik Foundation'la beraber sunduğu Kültür Sanat Fonu çıkmış. Bunu görünce "Tamam" dedik. En göz bebeğimiz olan bu projeydi. Burada hem sanat üretimi olacak projenin sonunda hem ciddi bir araştırmaya dayanıyor ve kadın temsiliyetini ön plana çıkaran bir proje. Bunu seçtik ve projeyi yazdım. Fonu aldık ve tabii inanılmaz sevindik. Çok küçük bir fon ama günün sonunda biz kafayı koymuştuk. Gönüllü çalışacağız gerekirse ama biz bu işi yapacağız "diye. O yüzden projeyi yazan da yönetenler de tamamen gönüllü olarak çalışmış.

Baturalp Ali Yavuz da "Hem çok konforlu hem de çok gergin. Konforlu çünkü neyi nasıl yapman gerektiğini biliyorsun. Ama gergin hissettiren şey, bir tarafı yaparken diğer tarafı aksatmamak. Ben DEHB ve göçmen kadın oyunlarını yönetiyorum. "Kargo 99B" ve "Dördüncü Cemre". Bütün sürecin etik olarak doğru ilerlemesi çok konforlu bir şey. Bu sistematik biçimde de işlerin yürüyebileceğini deneyimlemek, özellikle sektörde yeni olan bir insan için çok kıymetli. Demek ki herkesin fikrine saygı duyarak da kimsenin hakkı geçmeden de süreç ilerleyebiliyormuş. "

Özlem Dilan Atakul da konuşmaya katılarak,

"Ben de oyuncu kadın ile HIV ile yaşayan kadın oyuncuların yönetmeniyim. Benim için iki temel duygu vardır. Bir tanesi evet, bir gerginlik halim var. Çünkü bu bir sosyal etki projesi ve karşı tarafa en doğru şekilde gitmesi gerektiğine inanıyorum. Sanat yapıyor olmanın bir kaygısı var ama buradaki kaygı, sosyal etkiyi doğru verebiliyor olma hali. Süreç,  Baturalp'in söylediği gibi o kadar düzgün ve etik ilerliyor ki,

"Vay be, bu iş böyle de yapılabiliyormuş " gibi hissettiriyor.

Özlem Dilan Atakul da, "Oyuncu Kadınlar " ile ilgili etrafımdaki arkadaşlarımın bazı durumları ne kadar kabullenmiş ve sindirilmiş olduğunu fark ettim. Metin bana bunun gerçekten mesleki bir problem olduğunu ve oyuncunun başarı-başarısızlık algısını bile nasıl değiştirdiğini gösterdi. HOB ile başlayan kadın konusunda ise hem biyolojik olarak eksik bilgilerimi tamamladım hem de bir konuda bilgilenmeye başlayan insanın, bilgisi olmayanlara karşı nasıl bir önyargı geliştirdiğini fark ettim. Metinimiz biraz da bunun mizahını yakalamaya çalışıyor. "

Baturalp Ali Yavuz konuşmaya girerek "DEHB'de en çok vurgulanan şey "Bende de var" kısmi oldu. Bu süreci geçirince artık birine teşhis konduğunda "Acaba bende de mi var?"  demeye başladım. Bu iyi bir şey çünkü bunu demediğim zaman o tanılı bireylere bir alan tanımış oluyorsun. Göçmenlik  konusunda da sosyal medyanın bizi bazı şeylere duyarsızlaştırdığını fark ettim.

Göçmenlik konusunda da sosyal medyanın bizi bazı şeylere duyarsızlaştırdığını fark ettim. Bu hikayelerle doğrudan iletişime geçmek, durumun ne kadar etkileyici ve sert olduğunu bir kez daha hissettirdi."

YAZARIN DİĞER YAZILARI