GUREBAHANE-İ LAKLAKAN

TURGAY MUTLU                                                                                                MUTLU KÖŞE

                                    GUREBAHANE-İ    LAKLAKAN

                         Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından basımı yapılan ''Türk Edebiyatı Klasikleri'' serisinin günümüz Türkçesiyle yeniden yayınlanan Ahmet Haşim'in ''Gurabahane-i Laklakan (Gariban Leylekler Evi-1928 )'' adlı kitabını bir günde Bağla Koyunda zevkle severek okudum. Mutlaka sizde okuyunuz. Eminim seveceksiniz. Bu güzel eserden beğendiğim bir bölümü de siz sevgili okurlarımla paylaşmak istiyorum:

                                      ERKEK

                Anket yazarı A. Sırrı Bey'in dikkate değer bulduğum ikinci sorusu:

--Kadın mı güzel, erkek mi?

Bu beyhude soru, dünya dünya olalı, belki yüz binlerce defa sorulmuş ve o kadar defa da cevabı verilmiştir. Estetik, meseleyi erkek lehine halletmiştir. Tabiatın gözlemi de estetiğe hak veriyor.

                Çoğu hayvan türlerinde erkeğe göre dişi çirkindir. Bunu kim bilmez? Keçi cılız, sarkık etleri ve ahmak çehresiyle erkeğinin yanında gülünç bir hayvandır. Teke çıkık burnu, kaslı vücudu, dar beli ve gergin göğsüyle çıplak kayalar üzerinden ufukta belirdiği zaman zannedilir ki mitolojik bir ilah, dünya düzeninin sonsuz hatlarını gözden geçiriyor. Güzelliği anlamakla üstat olan eski Yunanlılar tekeden çoban bir tanrı vücuda getirmişlerdir.

            Şehvete düşkün ve saldırgan Pan keçi tırnaklı ayakları, kıllı baldırları, yassı burnu, boynuzları ve çekik altın gözleriyle tekenin ilahi şekle dönüşmesidir. Miskin inek ve öfkeli boğa arasında da aynı mukayese yapılabilir. Tavukla horozu insan aynı cinse mensup addetmekten utanır; biri o kadar çirkin, diğeri o kadar güzeldir. Yaratılış tavuktan bütün esirgediklerini horoza bol bol vermiştir. Tavuk bodur şekli, şerefsiz çehresi, düzensiz hareketleri ve nahoş sesiyle korkaklık, oburluk ve dar akıllılığın tam bir örneğiyken, horoz renğarenk şafak madenlerinden dökülmüş zannedilen zengin ve muhteşem tüyleri, iç içe girmiş akik ve yakut halkalardan yapılmış ateşli gözleri ve mercandan yapılmış cengaverane ibiğiyle nefisten feragat, mertlik ve kahramanlığın mükemmel bir timsalidir. İpek boyunlu, kuru kafalı, alık kısrağın yanında, alnında perçemleri, boynunda yeleleri ve kırları dolduran kişnemeleriyle gergin at ne şanlı bir mahluktur! Tavus, ceylan, sülün, aslan ve hemen hemen bütün hayvanların erkek ve dişisi arasında yapılacak mukayese bizi aynı neticeye götürür.

                   İnsan cinsinde de dişinin erkekten daha güzel olması için hiçbir sebep yoktur. Kadının süslenmeye muhtaç olması, saçlarını uzatıp bir kısaltması, hayvan kürklerine sarılması, yaratılıştan güzel olmadığının ve bunu kendisi de bildiğinin yeterli delili değil midir? Erkek yapay süs araçlarına tenezzül etmez, zira erkek güzelliği buna muhtaç değildir.

          

YAZARIN DİĞER YAZILARI