ATATÜRK DÜŞMANI KADİR MISIROĞLU ÖLDÜ !?
Televizyon konuşmalarında kendi kafasında olanlarla dost toplantılarında sık sık Atatürk ve Kurtuluş Savaşı kahramanlarını eleştiren, kötüleyen, onlardan nefret ettiğini her fırsatta söyleyen, Osmanlı hayranı bu kişiye; bazı yazarlar bu abuk-sabuk sözlerinden dolayı “Fesli Kadir… Fesli Deli Kadir… Yunan Dostu Kadir… Cumhuriyet ve Laiklik Düşmanı Sözde Tarihçi” gibi unvanlarla anarlardı…
En çok tekrarladığı sözler şunlardı: “İşgal sırasında keşke Yunan galip gelseydi, dini ibadetlerimizi daha rahat yapardık!.. Mustafa Kemal’le zerre muhabbeti ve ona saygısı olanlar, benim cenazeme asla gelmesinler!.. Mehmet Akif şair değil, şeytandı!..” diyordu…
Dünyaca ünlü roman yazarımız merhum Yaşar Kemal böyleleri için; “Üç sayfa kitap okumamış olan cahil-cühela sürüsü çıkıp, kurtarıcımız ve kurucumuz Atatürk’e dil uzatma cesareti gösteriyorlar, bunları milletimiz her yerde elinin tersiyle itmelidir!..” derken, ünlü tarih profesörü İlber Ortaylı da; “Tarihi gerçekleri bilmeden, tarih konusunda ahkâm kesen geri zekâlılar!” diyordu…
Tedavi gördüğü hastanede 5 Mayıs günü ölen Fesli Kadir, 6 Mayıs günü de; 3 Mayıs günü yeni açılan İstanbul Büyük Çamlıca Camisi’nde ilk cenaze töreni yapılan kişi olarak yeni caminin tarihine geçti!.. O cami ki, açılışına herkes davet dilmiş, sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Ekrem İmamoğlu çağırılmamıştı, hatırladınız mı!?
Peki, Atatürk’ü seven ve ona saygısı olan hiç kimseyi cenazesinde görmek istemediğini vasiyet bırakmış olmasına rağmen, cenazesine kimler gitmiş biliyor musunuz? İşte şu büyüklerimiz gitmişler: TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, AKP Genel Başkan Yardımcıları Hayati Yazıcı ve Nurettin Canikli, Grup Başkanvekili Mehmet Muş, AKP Kayseri Vekili Mustafa Elitaş, eski TBMMM Başkanı İsmail Kahraman, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya gibi isimler katılmışlar!..
Ölen Kadir Mısıroğlu’nun “Atatürk” ile ilgili yukarıdaki vasiyetine rağmen, devlet büyüklerimizden bu cenazeye katılanlar için, birileri çıkıp da; “Demek ki bu büyüklerimizin Atatürk’le ilgili hiçbir muhabbetleri ve ona saygıları yokmuş!” deseler ne diyecekler acaba?
Sizleri bilemem, ama bu Fesli Kadir’e ben hiç kızmadım, beddua etmedim!.. Yahu, zati yüce Allah onu böyle yaratmış, ben ne yapayım ki? Hiçbir tutarlılığı ve tarihi gerçeklerle hiçbir alâkası olmayan sözlerine ben hep güldüm!.. Hele kıyafeti, doğrusu çok âlemdi!.. Başında püsküllü fes, suratında kırarmış sakalı, boynunda hep eğri duran kızıl kravatı, ağzında sarı ve çürük dişleri, bir dereden bir tepeden sözleri ile ben onu hep, Osmanlı konulu filmlerde oynayan Şaban (merhum Kemal Sunal) niyetine seyredip, hep öyle dinledim ve hep çok eğlendim!..
Ooo, bu konu artık sıkmaya başladı, içim daraldı!.. Öldüğü gün unutulacak birileri için, ben niye böyle bir yazı yazıyorum ki? İyisi mi, ben bu yazımı, bizim deli Orhan Veli’nin 1947’de yazdığı bir şiiriyle bitirip, hayat gerçeklerine dönelim: “Ah Neydi Benim Gençliğim!..”
“Nerde böyle hüzünlenmek o zaman/ İçip içip ağlamak/ Uzaklara dalıp şarkılar söylemek/ Hafta sekiz, ben eğlentide/ Bugün saz, yarın sinema/ Beğenmedin, Aile Bahçesi/ Onu da beğenmedin, parka!../ Sevdiğim dillere destan/ Sevdiğim/ Meyil verdiğim/ Ben dizinin dibinde elpençe divan/ Samanlık seyran/ Nerde/ Nerde/ Nerde hüzünlenmek o zaman!..” Sakin KOŞAR…