İÇ KALEM


 

İrfan Akalp, roman türünde yazdığı kitabı, İzan Yayıncılıktan Ankara'da çıkarmış.

Kitabın kapağını Sıla Akalp hazırlamış.

Kitap 155 sayfa tek bölüm.

Kitabın arka sayfasında İrfan Akalp, geçmişin izlerini bugüne taşıyan bu romanı "İç Kalem" ile okuru zamanın derinliklerine davet ediyor. Hikayeden öte,  yazarın kendi kurduğu bir anı müzesi. Eski gazeteler, ölüm ilanları ve cinayet haberleri arasında dolaşırken, Ankaralı Celal ile Muğla'lı Meryem' in aşkına da yakından tanığı oluyoruz.

"Iç Kalem" sadece bireysel bir tarih anlatısı değil, kişisel hafızayı ülke tarihiyle buluşturan, 1970'lerden 2000'li yıllara getiren uzun bir yolculuğa götürüyor. Celal'in maceraları üzerinden dönemin siyasi atmosferine, gazete manşetlerine ve soruşturmalarına ışık tutarken 1980'ler Ankara'sı ile Türkiye'sini adeta görüyoruz.

"Meryem'le Celal'in evlenmeye karar vermelerinden iki ay sonra gelmişti darbe. Daha 24 yaşındaydı Suat. Önce Yunanistan'a kaçtı, sonra İsviçre'ye. Mülteci kampında üç ay kaldı. İltica talebi kabul edildi. Güler bir kaç yıl sonra yanına gelebildi. Bir çocukları oldu. İstanbul'u çok özlüyordu. Göçmenlerinin yirminci ayında dayanılmaz baş ağrıları. Kötü huylu olan beynindeki tümör. "Öldüğümde beni toprağa gömmeyin, bir ateş yakıp küllerimi toplayın " demişti,  karısına. Tek isteği, küllerini bir vapurdan boğazın sularına bırakılmasıydı. Zorla söz aldı, Güler'den. Onaltı yaşındaki oğluyla uçtular, İstanbul'a. Boğaz vapuruna binmeden önce, İstikbal'e çıktılar. Çiçek Pasajına girdiler, cesaretlendi, Güler. Boğaziçi Vapuruna bindiler, vapurun kıç tarafına geçtiler,  küllerini boğaza savurdular, böylece Suat 'ın son isteğini yerine getirmiş oldu, Güler. "

Bu roman, yalnızca bir hikaye değil, içsel yolculuk.

Yazar, okura yalnız kendi geçmişinin kapılarını aralamakla kalmayıp, aynı zamanda kapıların ardında saklanan toplumsal belleği de gün yüzüne çıkarıyor.

"İç Kalem" geçmişe bir mektup, bugüne bir hatırlatma ve geleceğe bir miras gibi.

Yazarın bir kitabı daha var, "Kuyulu Kahvenin Yankısı " ismini verdiği. Ankara Masallarını bu kitapta toplamış.

12 Eylül dönemi insan hayatında, o günleri yaşayanların bir kabus gibi, hiç hatırlamak istemedikleri günler olmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI