Ülkemizde eğitim çağında çocuğu olan ailelerin durumu malum. İlköğretim, Ortaöğretim, Yükseköğretim de olsa fark etmiyor, koşullar gün geçtikçe artarak daha da zorlaşıyor. Ve bir destek arayışında burs veren kurumlar, Vakıflar araştırılmaya başlanıyor.
Yurtdışında okumak isteyenler için durum daha da vahim. Benim Vakıfla tanışmam torunumun Avusturya'da bir okulu kazanmasıyla başlayan burs arama sürecinde oldu.
Torunum başvurusunu yaptı, heyecanlı bir bekleyiş dönemine girdik. Yurtdışında bir okulu kazanmışşın, çok sevinçlisin, hayallerin var ama önünde aşamayacağın bir maddi durum engeli var o sevinci yaşayamıyorsun.
Umutlarının tükenmek üzere olduğu bir günde başvurunun kabul edildiğini öğreniyorsun. Uzaklardan bir el uzanıyor ve o anda umutlar birden yeşermeye başlıyor. Üzerindeki sıkıntı ve belirsizlik bulutu kalkıyor, kendini yumuşacık bir battaniyeye sarınmış, korunmaya alınmış gibi hissediyorsun. Bu hissi Vakıf yöneticileri ve çalışanlarının ilgisi ve tavırları da destekliyor.
İşte Sıtkı Koçman Vakfının etkisi böyle bir şeydi.
O günden sonra merak ettim bu vakıf nasıl bir şeydir, kurucusu kimdir diye araştırdım.
Sayın Sıtkı Davut Koçman Ülkemizin önde gelen sanayici ve iş adamlarından biridir.1931 yılında Zonguldak Maden ve Sanayi Mühendislik Mektebini birincilikle bitirdikten sonra iş hayatına atılır. Öngörüsü, çalışkanlığı ve disiplini onu kısa zamanda başarıya götürür.
Zamanımızda bu bilgilere, yaptığı işlere ulaşmak çok kolay, benim dikkatimi çeken iş adamlığının yanında insani yönünü kaybetmeden devam etmesi oldu.
Muğla'daki maden işletmelerinde kadınlara iş alanı açıyor.
İşçileri sigortasız çalıştırmıyor, sonradan bana bir "Allah razı olsun demeleri yeter" diyor ve bu bölgelerde emekli olanların yüzde sekseni onun işletmelerinden emekli olmuş.
Kız çocuklarının okumasının önemli olduğunu söylüyor ve ilk olarak kız öğrenci yurdu yapıyor.
Bağışlarında Önceliği Öğretim ve sağlık kurumlarına veriyor.
Yaptığı binaların rengini pembe yapıyor çünkü eşi bu rengi çok seviyor. Ne kadar güzel değil mi?
Muğla'nın dağlarından kazandığımı Muğla'nın ovasına dökeceğim diyor ve bu sözünü tutuyor. Muğla da birçok yerde alt ve üst yapıları gerçekleştiriyor.
Vakıf 1975 yılında kurulur ve 2004 yılında Sıtkı Koçman Vakfı adını alır. Muğla Üniversitesine Önce fakülte, Yüksekokul ve yurtlar yapılır, sonra bir öğrencinin kampüste ihtiyacı olan spor salonu, yüzme havuzu, yemekhaneler gibi sosyal tesisler yapılır.
Okullar, yurtlar sosyal tesisler yapılırken malzemenin en iyisi kullanıldığı gibi iç düzenlemelerinde de eşyaların kalitelileri alınır. Bu duruma alışık olunmadığı için kafeteryaya alınan deri koltuklara öğrenciler kıymetini bilmez gerekçesi gösterilirse de o koltuklar alınır ve öğrenciler de kendilerine verilen değer gibi o eşyaları düzgün kullanırlar.
O günlerde Muğla Devrim Gazetesinde "DEVLET GİBİ VAKIF" başlığı yer alır.
Yapılan bağışların vergiden düşülebilmesi için önerilen yolu kabul etmez, bu para benim kazandığım ve vergisini ödediğim kendime ait paramdır der.
2001 yılından itibaren yürütülen çalışmalar 2012 yılında sonuçlanmış ve Üniversitenin adı MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ olarak değiştirilmiştir.
Sayın Sıtkı Koçman'a Üniversite tarafından 2000 yılında fahri doktor unvanı ve Muğla belediyesince 2002 yılında Fahri Hemşehrilik beratı verilmiştir.
Yapılan en önemli yatırım insana yapılan yatırımdır. Bir öğrenciye verilen burs sadece ona verilen ve sadece bir burs değildir. Zaman içerisinde katlanarak değişik yollardan geçerek hayal edemeyeceğimiz yerlere ulaşır.
Her şeye olduğu gibi vakıflara da ihtiyatla yaklaştığımız bu günlerde böyle bir vakfın varlığı ülkemiz adına gurur verici.
Vakfın kurucusu Sayın Sıtkı Davut Koçmanı minnetle anıyorum. Ve şu anda çalışan vakıf yöneticileri ve çalışanlarına el uzattıkları her çocuk için çok teşekkür ediyorum.
Fatma Ayhan 5 Eylül 2025