“METASTAZ” Nedir !?
Dilimize Fransızcadan girmiş olan ‘Metastaz’ sözcüğü; “Organizmanın herhangi bir noktasında bulunan bir hastalık olayının, organizmanın başka bir yerine sıçraması, sirayet etmesi, göçüm” demektir… Genelde tıp dilinde kullanılan bu sözcük, bugünlerdeki siyasi gelişmelerde de sıkça kullanılmaya başlandı…
Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun beraber yazdıkları kitabın adını ‘METASTAZ’ koymalarının sebebi de bu olsa gerek? Türkiye gibi, daha birçok ülkenin başına belâ olan dinci FETÖ hainlerinin, bugüne kadar nasıl palazlandıklarını, neden bu kadar kabul gördüklerini; isim isim bu örgütte görev alanları, resmi kanıt ve belgeleri anlatıyorlar!..
Ülke bünyesine bir hastalık gibi yerleşip, sonra da bütün bünyemizi bir kanser tümörü gibi nasıl sardıkları, Gazi Meclis’i bile bombalayacak kadar aşağılık askerleri nasıl eğittikleri ayrıntılarıyla bu eserde yer alıyor!..
18 Şubat 2019 tarihinde Halk TV’ye çıkan emekli Genelkurmay Başkanı sayın İlker Başbuğ’un; “YAŞ kararlarında sayın Abdullah Gül’ün bazı isimler üzerindeki ısrarını hâlâ anlayabilmiş değilim?” sözleri, sizce de manidar değil mi? Sayın Gül, kendisine ‘Ergenekon Şemasını’ sunan FETÖ’cü polisleri hâlâ açıklamadı…
2007’de Ümraniye’de bir astsubayın gecekondusunda bombalar bulunmuştu… Yine aynı Abdullah Gül, o günlerde bir gurup gazeteciye Çırağan Sarayı’nda bir yemek veriyor… Yemekte gazetecilere, ‘yazılmamak kaydıyla’ şöyle diyor; “Bu bombalara dikkat edin, bunun arkası gelecek” demiş… Peki, bunun arkasının geleceğini nereden biliyordu, kimler ona söylemişti, sayın Gül bunu da hiç kimseye açıklamadı!.. Bunca sessizliğin sebebi neydi? ‘Metastaz’ kitabını mutlaka okuyunuz, belki bu soruların yanıtlarını da bulursunuz?
------------------------
DSP Genel Başkan Yardımcısı, partilerine katılan Mustafa Sarıgül’ün de bulunduğu basın açıklamasında dedi ki; “CHP artık kapatılmalıdır!.. Bu parti, biz sosyaldemokrat partilerin iktidara gelmesinin önündeki en büyük engeldir!” dedi, iyi mi?
Daha düne kadar CHP’de olup, son günlere kadar Şişli’den Belediye Başkanı adayı yapılacağı umuduyla koşup duran sayın Mustafa Sarıgül de, bu saçma sözleri sırıtarak orada dinledi, hiçbir itirazda bulunmadı… CHP adayı olsaydı, burada sırıtıyor olacaktı, değil mi? Ya bu nasıl? Bu da iyi değil mi? Bazıları için herhalde kural şu: “Ben aday olduğum sürece partiliyim, aday yapılmadığım gün hadi eyvallah!..”
Yahu, bu memleketin en akıllı oğlanları sizler misiniz? Hani bu parti içindeyken sizler; “…Bu ülkenin kurtarıcı ve kurucu partisi CHP’dir!.. Bu parti bize Yüce Atatürk’ün kutsal mirasıdır!.. CHP bu ülkenin tutkalıdır!.. CHP’li olmak, Atamızın vasiyetine sahip çıkmak demektir!..” diyordunuz ya!? Bu sözlerinizi unuttunuz da, şimdi sıra CHP’yi kapatmaya mı geldi? Sizler bu niyet ve söylemlerinizle, CHP’nin 7 yıl Genel Başkanlığını yapmış, daha önce Genel Sekreterliğini ve Bakanlığını yapmış; kendi kurucunuz olan merhum Bülent Ecevit’in de kemiklerini sızlattığınızın farkında mısınız acaba!?
Bunlara söylenecek bir sözümüz yok, zaten olamaz da!.. Hadi ne duruyorsunuz, gücünüz yetiyorsa eğer, dünyanın en kıdemli ve en şerefli partilerinden biri olan CHP’yi kapatınız!.. Lâfla peynir gemisi yürümüyor değil mi!? Halep oradaysa, arşın da burada!.. Hadi kapatın da görelim bakalım!.. Sakin KOŞAR…