Pir Sultan, Halk edebiyatımızın çok güçlü ozanıdır. İran Şia- Alevi siyasetinin Anadolu'da kökleşmesinde önemli bir payı vardır. Korkusuzdur, fikirlerini yaymaktan çekinmemiş, öldürüleceğini bile bile davasını savunmaktan geri durmamıştır. Kendi Anadolu'da yaşamış olsa da özlemi hep şahın diyarı ve yanı olmuştur.
Kul olayım kalem tutun ellere
Katip arzu halim şaha böyle yaz
Şekerler ezeyim şirin dillere
Katip arzu halimi şaha böyle yaz.
.
Pir Sultan Abdal'ım ey Hızır Paşa!
Gör ki neler gelir yazılan başa
Hasret koydun bizi kavim kardeşi
Katip arzu halimi şaha böyle yaz.
Pir Sultan diğer Alevi ozanlar gibi davasına çok inanmış bir ozandır. Bilinçlidir. Osmanlı Devletine karşı eylemsel şiirleriyle kavgasını yürütmüş, Osmanlı'ya karşı ayaklanan Alevi isyanlarını desteklemiştir. Bu yüzden kavgası ölünceye kadar sürmüş, yazıp bıraktıklarıyla kitlesinin bu kavgayı sürdürmesinin öncüsü olmuştur. Yazdıkları şiirlerin çoğu, günümüzde bestelenmiş ve sevilerek dinlenmektedir. Bu Alevi- Bektaşi fikrinin korkusuz savunucusu olan Pir Sultan'ın hayatı idamından sonra efsaneleşmiştir.
Dinler tarihini okuduğumuz zaman, kabul görmüş din anlayışına karşı fikirler ileri sürenlerin başının, hep belaya girdiğini görüyoruz. Çünkü kimse oluşmuş düzenin yıkılıp, yeniden kurulmasını istemez. Hangi devlet olursa olsun, hangi dini ve o dine bağlı mezhebi benimsemişse, ondan kolay kolay kopamaz. Bakın Haçlıların iki asrı aşkın sürdürdükleri haçlı seferleri, Kudüs'e sahip olmayı hedeflese de bu seferler din orjinlidir. Avrupa'nın çeşitli devletlerinden, Papa'nın çağrısıyla harekete geçen krallar ve orduları, inançları uğuruna bu savaşları göze almışlardır. Bakın bu seferler sonrasında ne gelen orduların kralları Müslüman olmuş, ne de Müslümanlar dinlerini değiştirmişlerdir. Hepsi mensup olduğu dinin anlayışına göre mücadelelerini sürdürmüşlerdir.
Yine gerek Hıristiyan aleminde olsun, gerekse Müslüman dünyasında mevcut din anlayışı hep korunmuş, bu dini anlayışa ters düşenler yargılanıp cezalandırılmıştır. Avrupa din de reformu ancak Lüther'ler, Calven'ler geldikten sonra yapabilmiştir. Onun için aynı dine mensup olunsa da mezhepsel ayrılık arada var ise, bu mezhepse ayrılık, mücadeleyi ve hatta savaşların çıkmasını doğurmuştur. Bunun için Pir Sultan Müslüman olsa da mezhep olarak Osmanlı'nın kabul ettiği Sunni Mezhebi dışında Alevi'dir, İşte bu mezhep farkı bu acı gelişmenin yaşanmasını neden olmuştur.
Pir Sultan Abdal'ın ölüm tarihi kesin belli olmasa da büyük bir ihtimalle Yavuz'un çıkacağı Çaldıran Seferi yılı yani 1514 olması gerekir. Çünkü Yavuz'un aleviler hakkında verdiği kırım emri bu tarihi göstermektedir.
Pir Sultan hakkında hazırladığım bu kısa yazımı İbrahim Aslanoğlu'nun, Pir Sultan hakkında yaptığı şu değerlendirmesiyle bitirmek istiyorum:
"Kendi düşüncesine uygun bir asi, hükümdara başkaldıran bir zorba, haksızlığa ve zulme karşı mücadele eden bir fedai, İran Şahı ile işbirliği yapıp, Alevilerin yoğun olduğu Doğu Anadolu'yu. İran'a bağlamak isteyen bir Safevi hayranı ve bu uğurda asılmayı dahi göze almış efsanevi bir kahraman,.. Gözüne kestirdiği halkı kendi safına çekmeyi adet haline getirmiş biri. O. İşte bu.
Aslında Pir Sultan bunlardan hiçbiri değil. Alevilik kurallarını açık ve seçik bir dille anlatan, günlük yaşamını kendi halinde sürdürmeye gayret eden coşkulu bir ses, bir şairidir."
İ. Aslanoğlu- Pir Sultan Abdallar- Can Yayınevi 2000 İstanbul
----------------------------------------------------------------------------------------------------
YARARLANILAN KAYNAK: Cahit Öztelli- Pir Sultan Abdal/ Bütün Şiirleri Özgür Yayınları 2008 İstanbul.