HAKİM KÜLTÜRÜN İNCELENMESİ -II-

 

 

 

                                      HAKİM KÜLTÜRÜN İNCELENMESİ -II-

 

  Türk kültürüne uzun zaman hakim olan düşüncenin dışında, "Bundan böyle pazarda dergahta, bergahta  Türkçe konuşulacaktır." diyen, Karamanoğlu Mehmet Bey gibi devlet büyüklerinin zihniyeti, Osmanlı  devlet yönetimine hakim olsaydı, Türkleri sevmeyen ve Türkçeye üvey evlat muamelesi yapanlar olur muydu? Tabii ki olamazdı Osmanlı padişahları zaten kendileri divanlarını Türkçe yazmamışlardır. Bunu gören şairler de aldıkları eğitim nedeniyle, eserlerini padişahlara ve başka devlet büyüklerine sunacakları için mevcut yolu izlemişlerdir. Enderun'a, devşirmeleri alıncaya kadar, Anadolu çocuklarını alıp, Türkçe ile eğitip önemli mevkilere getirselerdi ne Türk Dili, ne de Türk insanı onun bunun aşağılayacağı bir duruma düşmezdi. Peki neden Türk insanını böyle kötü sözlerle göstermeye çalışmışlardır.? Nedeni mevkilere getirilen devşirmelerin köklü aile geleneklerinin olmaması ve yönetim iddiasında bulunmayacakları savıdır. Ayrıca, Türklerden önemli ailelerin okumuşları çıkarsa Osmanlı hanedanına rakip olur görüşüdür.

       Selçuklu döneminde, Türk insanına karşı, pek sıcak bakılmasa da, asıl yabancılaşma Osmanlı devrinde, Fatih zamanında başlamıştır. Osmanlı Medreseleri, Türk kültüründen uzak, bir nevi Araplaştırma eğitimi verirken, hakim kültürün aşılması mümkün olamamıştır. Ancak, Tanzimat'ın ilanı, halk kültürüne yönelmeyi öne çıkarmaya başlayınca, bazı gerçekler görünür olmuştur. Fransız Devrimi, evrensel ilkeler içerdiğinden, zamanla ulusal hareketleri ateşlemiş, her ulusun yöneticisi, zaman içerisinde, ait olduğu ulusa dayanmak zorunda kalmıştır. Hemen bu noktada şunu belirteyim ki, son dönem Osmanlı padişahları, bu gerçeğe rağmen, kendi özünü oluşturan unsurlara dayanmamış, dış devletlerin istediği yolda, Türk topraklarının elden gitmesine adeta seyirci kalmışlardır. İşte bir İngiliz gemisiyle ülkeden kaçan son Padişah Vahdettin'e, halkının yanında olmuştur diyebilir miyiz?

       Bakınız Tanzimat'tan sonra, İstanbul'da çok önemli okullar açılmıştır. Ama Türk insanı, yıllarca itilip kakıldığından, o okullara gitmede çekimser davranmıştır veya gitme şansını bulamamıştır. Bu okullarda daha çok Rum, Ermeni ve Yahudi çocukları okuyarak mühendis ve doktor olmuşlardır. Bu iyi yetişmiş insanların ise, Anadolu halkına bir faydası olmamış, Türk insanı ise, adam yerine konulmak için, Atatürk'ün kuracağı Cumhuriyeti beklemek zorunda kalmıştır. Osmanlı'nın, Türklere yabancılaşması, İmparatorluğun son dönemlerinde tepkiler almaya başlamıştır.  Ziya Gökalp, bu anlayışa ilk bilinçli çıkışı yapan fikir adamıdır. O, bir yazısında:

"Bu ulusun yakın zamana kadar bir adı yoktu. Tanzimatçılar ona, "sen yalnız Osmanlısın, sakın başka uluslara bakarak, sen de milli bir ad isteme, onu yaptığın an imparatorluğun dağılmasına neden olursun" Demişler. Zavallı Türk'te ,ne yapın, vatanımı kaybederim korkusuyla soranlara" Vallahi ben Türk değil ,Osmanlıyım. demeye mecbur edilmiştir."

                İşte hakim görüş ve yansımaları. Bu izleri, Cumhuriyet Türkiye'sinde de görmekteyiz. Atatürk, bu kültürü yıkıp, Türk kültürünü ve Türk insanın öne çıkarmada adımlar atmış olsa da, bu sorun aşılmış değildir. Çünkü hakim kültür, hala daha halka yukardan bakmaktadır. Bu görüşün değişmesi için, halk içinden çıkan, ama halkına yabancılaşmayacak, kendini başkalarından üstün görmeyecek insanlar yetiştirmekten geçmektedir, bunun yeri de okullar ve halkını hakir görmeyecek yönde verilecek eğitimdir.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

                                   Yararlanılan Kaynaklar

  ı-Ahmet Rasim; Osmanlı  Tarihi-Meydan Yayınları.1966-1967 İstanbul

ıı-Naima Tarihi .C. I-IV-1968-İstanbul

vı-Z. Velidi Togan- Umumi Türk Tarihine Giriş-  İ.Ü,Yay. II. Baskı 1980-İstanbul

vıı-Sadri Maksudi Arsal, Kutadgu Bilig İ.Ünv. Yayınları.1947-İstanbul

vııı- Z. Gökalp. Türkçülüğün Esasları-.3. Basım. Varlık Yayınları.1958-İstanbul

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI