Menteşe Sancağı'nda en büyük sorun muallim (öğretmen)yetersizliğidir. Burada şunu belirtelim ki, savaş öncesinde de öğretmen sayısı azdı. Savaşın ilanıyla mevcut okullardaki öğretmenlerin çoğunun askere almasıyla, öğretmen sayısı çok azalmıştır. Okullardaki asıl öğretmenlerin gitmesiyle yerlerine atanan vekil öğretmenler ise, bilgisiz oldukları kadar, öğretme metotlarından habersizdiler. Kitaptaki bilgileri satır satır öğrenciye derste okutur ve ezberlemelerini isterlerdi. İdadi'de(Lisede) ise Türkçe, Fransızca, Resim gibi derslerin öğretmenleri mevcut değildi. Ulum-ı Tabiyya ( Tabiat Dersi) hocasının şehit düştüğünün haberi üzerine, bu derse ilgisi olmayan öğretmenler görevlendirildi. Yani branş derslerinin öğretmen açığı bu şekilde kapatılmaya çalışılsa da, bunun bir faydası olmamıştır. Bu yapıyı öğretmenleri olmayan okullarda da görmekteyiz. Bir de dönemin savaş yılları olması okullarda farklı faaliyetlerin yürütülmesini zorunlu kılmıştır.
"1916 1917 Eğitim Öğretim döneminde, ağırlıklı işlenen ders, Beden Eğitimi olmuştur. Bu da spor özelliğinden çıkarılıp, savaş ortamının yapısına uygun ders verir noktaya sokulmuştur. Yani idadi öğrencileri bu derste harp düzeninde eğitim almaya başlamış, dağılıp toplanmaları, harp düzeni eğitimi içinde mangalar, kollar oluşturulmuş savaş safına geçme, yürüyüşler, askeri eğitim kuralına göre yapılmaya başlamıştır. Bu anlayış doğrultusunda 1917 yılında okulda "Gürbüz Teşkilatı" kurulmuş, devlet bu kuruluşlar aracılığıyla cepheye gidecek gençlere milli duygu ve cesaret aşılayan çalışmalar yürütmüştür, Bu konuda Muğla Merkez Sultanisi oldukça başarı göstermiştir. Savaş ortamında görülen önemli bir nokta da eski eserler için okullarda yeni sınıfların oluşturulması çabasıdır. Malum yörede Karya ve Likya medeniyetinden kalıntılar vardır ve bunlar uzun bir zaman korunamadığı için tahrip edilmişlerdir. Bu eserlerden bazıları sultani de açılan bir sınıfta "Müze Rehberi" çalışması içinde korumaya alınmıştır." BOA.MF.HTF.5/32 Ek.3
Eğitim her ulus için olduğu gibi bizim ülkemiz için de hayatidir. Barış yıllarında eğitime gereken özenin gösterilmemesi, savaş ortamının getirdiği olumsuzluklar, dönemin eğitimini felç etmiştir. Zaten okullarda öğretmen sayısı azken, bir de öğretmenlerin savaş nedeniyle askere alınmaları o okullarda eğitimin bitmesine neden olmuştur.
"1916 yılında Fethiye'de 9 okul öğretmensizlik yüzünden kapanmış, açık olan okullarda ise köy hocaları ders vermeye başlamıştır. Bu hocalar dersleri, ezberleterek verme yoluna gitmişlerdir. Fethiye'ye bağlı bir Rum Köyü olan Kaya Köy'deki Rum Mektebi'nde, Atina Üniversitesi mezunu, Dimitri Efendi ve Muallim Lifor görev yapmışlardır. Okul müdürlüğünü yapan Kiryoki Efendi ise Burdur'a sürülmüştür. Yapılan teftişte tarih bilen olmadığı gibi, Türkçe dersi verilmediği için, öğrencilerden Türkçe bilenine rastlanmamıştır. Bunun üzerine okul cemaati seslenmiş ve kanunlarda mevcut olan derslerden Osmanlı Coğrafyası ve Tarihi Dersini vermeleri istenmiş, aksi takdirde okulun kapatılacağı kendilerine bildirilmiştir. "
BOA. MF.HTF.5/32 Ek.4
Birinci Dünya Savaşı'na alınan okumuş kadro, bilhassa öğretmenlerin cephelerde şehit düşmeleri ilerde kurulacak Türkiye Cumhuriyetinde kendini gösterecek, Cumhuriyet, 1980 yılların sonuna kadar bu sıkıntıyı ağır şekilde yaşayacaktır.
"Eldeki teftiş raporlarından görüyoruz ki, savaş yılları, Osmanlı'nın yetersiz olan eğitim alt yapısını iyice kötü bir noktaya getirmiştir. Örneğin: Marmaris'teki okullarda da aynı fiziki yetersizlik ve öğretmen açığı mevcuttur. 15 okuldan 7 tanesinin öğretmeni olmadığı için kapatılmıştır. Eğitim veren okullarda ise vekil öğretmenler ders vermektedir. Marmaris'e bağlı kıyı okulları ise düşman savaş gemilerinin bombalaması nedeniyle kapanmıştır. Bu yüzden kıyı okulları 1916-1917 eğitim döneminde teftiş edilmemiştir. Datça- Karabayır- Orhaniye- Bozburun, Çeşme mektepleri savaş nedeniyle eğitim veremez durumda kalmıştır. Marmaris merkezdeki ilkokul ise askeriyeye tahsis edildiği için okul boşaltılmış, başka bir yerde eğitim vermesi istenmiştir. Sonra askeriyenin boşalttığı bu okul binasına Amele Taburları yerleştirilmiş, okul bu gelişmeler nedeniyle eğitim verememiştir."
BOA.MFHTF.5/32 Ek.4
Birinci Dünya Savaşı dört yıl, peşine yaşanan Kurtuluş Savaşı yaklaşık dört yıl sürmüştür. Bu yıllar içinde millet ölüm kalım savaşı verdiği için, eğitim kurumlarının hizmet vermesi mümkün olamamıştır. Onun için Cumhuriyet kurulduğu dönemde, bu yılların oluşturduğu eğitimdeki boşluk, ülkemizin uzun zaman nefes almasında zorluklar yaşatmıştır. Çünkü öğrenciyi yetiştirecek ne yeterli sayıda öğretmen, ne de öğrencilerin hizmet alacağı okul binaları mevcuttur. Bu şartlar göz önüne alınarak bakıldığında, Cumhuriyetimizin kurulması hem çok zor gerçekleşmiş, hem de bu yeni Cumhuriyetin yaşatılmasında büyük zorluklarla karşılaşılmıştır.